Farsça Nev (Yeni) ve Ruz (Gün) kelimelerinin birleşmesinden
meydana gelen ve yenigün anlamını taşıyan Nevruz, Orta
Asya'da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve İranlıların
yılbaşı olarak kutladıkları bir gündür. Bugün gece ile
gündüzün eşit olduğu Miladi 22 Mart Rumi 9 Mart gününe
rastlamaktadır.
Nevruz, bir başka söyleyişle Yenigün tabiatın kıştan
kurtuluşunun bolluk ve berekete kavuşmanın simgesi olma
yanında, toplumların yaşamlarındaki hareketliliklerin,
başlangıçların ve dönüm noktalarının da ifade edildiği bir
Her toplumun kendine özgü bir nedenle kutlandığı Nevruz,
Türk Halkları tarafından bir kurtuluş günü olarak algılanır
ve Ergenekon veya Bozkurt efsaneleri ile bağlantılı olarak
değerlendirilir.
Bu efsaneye göre; Göktürklere savaş açan yabancı kavimler,
hile ile bu savaşı kazanırlar. Savaştan sağ olarak kurtulan
Göktürkler Sarp dağlardan geçerek kimsenin kendilerini
bulamayacağı bereketli bir ovaya yerleşirler. Ergenekon
denen bu yerde giderek çoğalırlar. Bunun sonucunda buraları
kendilerine yetmeyince, etraflarındaki, demir bir dağı
ateşle eriterek buradan çıkarlar ve yayılırlar. İşte
Ergenekondan ayrılış tarihi, yeni yılın da başlangıç tarihi
olarak kabul edilerek, daha sonraki Göktürk Hakanları her
yıl bu tarihte kızdırdıkları demiri örs ve çekiçle döverek,
o günü simgeleştirirler. Bu tarih Türkler için bir kurtuluş
günü olarak kabul edilir ve doğadaki dirilişle
özdeşleştirilir.
Anadolu'da Nevruz Selçuklular döneminden başlayarak
Osmanlı'dan günümüze kadar canlı geleneklerle kutlana
gelmiştir.
Selçuklu hükümdarı Melikşah döneminde Nevruz yılbaşı
sayılarak bir takvim hazırlanmıştır. Bu takvime "Takvim-i
Melikî", "Takvim-i Sultanî", "Takvim-i Celalî" adı
verilmiştir.
Osmanlı Padişahlarınca Nevruz'a özel önem verildi. Şairlerce
Gazel ve kaside şeklinde yazılan ve Nevruziye adı verilen
şiirler Padişahlara ve devlet adamlarına sunulurdu. Nevruz
günlerinde müneccimbaşı, yeni takvimi padişaha sunar, o anda
aldığı bahşişe de "Nevruziye Bahşişi" adı verilirdi.
Nevruziye denen çeşitli baharatlardan yapılmış macunlar,
padişah ailelerine ve büyüklere sunulur, ziyaretler
düzenlenirdi.
Anadolu'da Nevruz-i Sultan, Sultan Nevruz, Navrız, Mart
Dokuzu gibi adlarla da anılan Nevruz Anadolu
Alevi-Bektaşilerinde; Hz.Ali'nin doğum günü; Hz.Ali ile
Hz.Fatmanın evlendikleri gün; Hz.Muhammed'in veda haccı
dönüşü Hz.Ali'yi kendine halife tayin ettiği gün olarak
kabul edilir ve kutlanır.
Elimizdeki mevcut veriler ışığında Nevruz'u bir tek kaynağa
bağlayarak açıklamak mümkün değildir. Orta doğudan Asya'ya
kadar geniş bir coğrafyada kutlanan Nevruz, her milletin
kendi kültür değerleriyle özdeşleştirilip sembolleştirildiği
bir gün olma özelliğini taşır.
Nevruz Bayramı'nın Türkiye'deki geleneksel uygulamalarından
bazı örnekler;
Mersin-Silifke bölgesindeki Toros Türkmenlerinde "Mart
İpliği" adı ile bilinen Nevruz'da ağaçlara bez bağlanır.
Nevruz günü yaylalara çıkılır. Yayla evlerinde bulunanlar
gelen misafirleri evlerinde ağırlarlar. Gelen grup silah
atarak gelişlerini bildirirken yayladakilerin başkanı buna
bir el silah atarak cevap verir. Daha sonraki karşılıklı
silahlar atılır ve birbirlerine "Nevruzun Kutlu, Dölünüz
hayırlı ve bereketli olsun" temmenisinde bulunur. O yıl 20
kuzu veya oğlağı olan sürü sahibi bir kurban keser ve orada
pişirilerek yenir.
Tahtacı Türkmenlerinde Nevruz "Sultan Nevruz" adı ile
anılır, eski takvimle (Hicri) Mart ayının 9 unda kutlanarak
yaylaya çıkılır. Bununla ilgili olarak halk arasında "Mart
Dokuzundan sonra dağlar misafir alır" deyişi söylenir. Bugün
herkes yeni elbiselerini giyip, süslenerek mezarlıkları
ziyaret ederler.
Gaziantep ve çevresinde 22 Mart gününe sultan Navruz adı
verilmektedir. Halk arasındaki inanca göre sultan Navruz
güzel bir kızdır ve 21 Mart'ı 22 Mart'a bağlayan gece
batıdan doğuya doğru göç eder, bir başka inanca göre ise kuş
kılığında uçan bir derviştir. Nevruz gecesi Sultan Navruz'ın
geçtiği saatte uyanık olanların bütün
dileklerinin gerçekleşeceğine inanılır.
Malatya'nın Arguvan ilçesinin bazı köylerinde halk Nevruz'u
"Kış Bitti Bayramı" olarak kutlarlar.
Ağrı ve çevresinde o gece gençler bir dilek tutarak kapıları
dinleyip, içerdeki konuşmaları yorumlayarak niyetlerinin
tutup tutmayacağını anlamaya çalışırlar.
Bir başka uygulama, bekar bir delikanlı o akşam "tuzlu
gıllık" denilen, tuzlu hamurdan yapılmış bir çöreğin
yarısını yer ve su içmeden yatar. İnanışa göre, rüyasında
kendisine su veren kızla evlenecektir. Ertesi gün çöreğin
diğer yarısını evin damına veya bacasına bırakır. Gelen bir
karga çöreği kapıp hangi evin damında yerse o evin kızıyla
evleneceğine, karga hiç bir evin damına konmayıp,
uzaklaşırsa, uzaklardan biriyle evleneceğine inanılır.
Kars civarında akşam bir evde toplanan genç kızlar ve
erkekler, küçük bir çocuğu su almaya gönderirler. Çocuk hiç
konuşmadan ve arkasına bakmadan bir kova su getirir. Kovanın
içine orada bulunanları temsilen renkli iplik ve iğneler
atılır. Birbiriyle birleşen iğne ve ipliklerin sahiplerinin
birbirleriyle evleneceklerine inanılır.
Tunceli çevresinde; bugün erkekler alınlarına kara sürerek
su kaynaklarına giderler. Bu karaları orada temizleyerek dua
ve nizayda bulunurlar. Bunun yanında kötülük ve
sıkıntılardan kurtulma dileği taşıyan, farklı uygulamalara
da rastlanmaktadır.
Iğdır ve çevresinde 19 Mart'ı 20 Mart'a bağlayan gece kız ve
erkekler Tanrıdan bir dilek dileyerek akarsuda yıkanırlar ve
en az üç defa suya dalıp çıkarlar. Sabah erken kalkılarak
taze su içilir, hayvanlara da taze su verilir.
Halk yeni elbiseler giyer ve bayram namazından sonra
kaynamış yumurta tokuştururlar.
Evinden yeni cenaze çıkanlar dahi bayrama katılmak
zorundadır. O gün yas tutmak günah sayılır.
Giresun'da "Mart Bozumu" adıyla 14 Mart'ta kutlanan
Nevruz'da o gün sabah erkenden kalkılarak çevredeki
akarsulardan su getirilip, hayvanların üzerine serpilir.
Edirne'de 22 Mart günü yapılan sultan Nevruz eğlencelerinde
eski hasırlar yakılıp "Mart içeri Pire Dışarı" diyerek
üzerinden atlanır.
Kırklareli'nde Nevruz "Mart Dokuzu" adıyla kutlanmakta olup,
o gün halk boyalı yumurtalar börekler, lokma gibi
yiyeceklerle kırlara giderek bu yiyecekleri yerler ve
eğlenirler.
İzmir Urla'da Nevruz "Mart Dokuzu Şenlikleri", Tire'de
"Sultan Nevruz Bayramı", Uşak'ta ise "Yıl Yenilendi" gibi
adlarla kutlanmaktadır.
Ülkemize ilişkin geleneksel Nevruz uygulamalarını sayılan bu
örneklerle sınırlamak Anadolu'daki Nevruz kutlamalarının
alanını daraltmak ve sınırlamak anlamına gelir. Verdiğimiz
örnekler mevcut uygulamaların sadece küçük bir bölümünü
oluşturmaktadır.
Yorumlar