206. AKKIŞLA GELENEKSEL YOĞURT FESTİVALİNDEYDİK

Yörük Türkmen Vakfı Kayseri Şubesi olarak Akkışla bizim için, Türk Kültürü için çok önemli bir yerdir. Geçen yıllarda olduğu gibi Başkanımız Ali Aydın Beyefendi ile geçtiğimiz Pazar 206.sı yapılan Akkışla Geleneksel Yoğurt Festivali’nde Akkışla’nın Üsküdar Yaylasındaydık.
Yörüğü Türkmeni, Allah (cc) yükseklerde yaratmış ki gönlü yüce olsun diye. Bizim insanımızın kalbi temiz, gönlü de gerçekten yücedir. Bu güzel insanlarla Üsküdar Yaylasında bir arada olmak gerçekten çok güzel bir duygudur.
Akkışla, Bayat ve Bayındır boylarına mensup Kuzugüdenli Türkmenlerinin oturduğu, yaylalarıyla meşhur bir yöredir. Zamanla aralarına İbeli (İlbeyli) gibi, Avşar gibi Türkmen obaları da katışmış. Kuzugüdenlilerin Hınzırı dağlarının eteklerinde Pamucak gibi, Üsküdar gibi doyumsuz güzellikler sergileyen yaylaları hayvancılık için biçilmiş kaftan diyebileceğimiz yerlerdi.
Başkan Ali Aydın konuşmasında “Koyunlarımız da giderse kurbanı ithal hayvanlar mı keseceğiz?” sorgusunu yaparken “develerimiz gitti, keçilerimiz gitti, şimdi sıra koyunlarımıza mı geldi?” diyerek ciddi manada hayvancılığımızın sorgulanması gerektiğini ifade etti. Akkışla ve Gömürgen yaylalarındaki koyun sürülerinde de ciddi bir azalma var. Yörede hayvancılık bitme noktasına doğru sürüklenirken şehre doğru göç inanılmaz bir boyuta ulaştı. Akkışla artık ciddi manada nüfus kaybeden bir yer.
Türkmenin makus talihi şehre göçerek mi dönecek? Elbette hayır. Ali Beyin ifade ettiği değerler, yoğurdumuz, sütümüz, hayvanlarımız olmadan hangi makus talihi döndürebiliriz? Akkışla’nın emsalsiz yoğurdu para etmezse, yaylalardaki koyunlarımız ekonomik  bir değer olmaktan çıkarsa, bunun sonu nereye varır ki?
Şevki Kulkuloğlu Beyefendi, Akkışla’nın yer altı zenginliklerini anlattı ve özellikle altın madenine dikkat çekti.  Duyunca çok şaşırdım.
Düşünsenize bir, yer üstünde öyle güzel ve yemyeşil meralarımız var ama hayvancılık yapamayacağız. Yerin altında sapsarı  altın madenimiz olacak ama bize bir faydası olmayacak. Biz Türkmenler, altı ve üstü her türlü zenginliğe sahip bir coğrafyanın fakir çocukları olmaya mahkum mu olacağız?
Akkışlamızı anarken Türkiye’nin mahrumiyet yerlerinden biri olarak söylemek ve Akkışla’ya bu kadersizliği yaşatmak Allah’tan reva mıdır?
Vatanımızın  en güzide köşelerinden biridir Akkışla. Yoğurduyla, Türkmen çadırlarıyla, kültürüyle bizi ata yurdumuz Orta Asya’ya bağlayan böyle önemli bir merkezi kalkındırmak ben Türküm, ben Türkmenim herkesin boynunun borcu olmalıdır.
Öyleyse bu yaylaları yeniden büyük ve küçük baş hayvanlarla doldurun.
Öyleyse Akkışla’nın yoğurdunu Kayseri’ye ve civar  illere pazarlayın. Hazır yoğurda bire bin basar, bunu herkes bilir.
Türkmenlerin yollarını yapın, hatta yayla yollarına kadar yapın. Ne demek Akkışla’da bir metrekare dahi asfalt yok demek.  Ben duyduklarıma ve gördüklerime inanamadım.
Biz Türkmenler bu ülkenin çimentosuyuz. Sadece şehit verdiğimiz zaman değil, her zaman bizi hatırlayın. Biz bu ülkenin dağını taşını, kurdunu kuşunu, en önemlisi de insanını seviyoruz. Hacı Bektaş gibi “önce insan” demişiz. Yunus olup “Sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz” demişiz. Bizim dergahımızda herkese yer olmuş, Mevlana gibi “yine gel” demişiz.
Lütfen Akkışlamıza gidelim.  Devletine boyun eğen ve bunu töre sayan bu güzel insanların yardımına koşun ve bunu Türk Milletini sevdiğiniz için yapın.
Eğer gitmezseniz dahi, Akkışlalı bayrağının gölgesinde huzur bulmaya, devletine sadakatle bağlı kalmaya devam edecektir.  Bu inceliği, bu terbiyeyi fark edelim artık. Onlar sizi çağırmadan, lütfen ama lütfen, siz Akkışla’ya gidin ve yaralarına merhem olun, Türk Kültürüne ve Medeniyetine saygınız varsa Akkışlamıza sahip çıkın. Lütfen…
S.Burhanettin AKBAŞ 

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Vermiş olduğunuz bu bilgiler beni gerçekten etkiledi . Dell dizüstü tamircisi olarak bu güzel paylaşımlarınızın devamını bekleriz .