Şeker Ahmet’ten şeker gibi bir kitap: “Gün gördüm, günler gördüm”


Kayseri’de “Şeker Ahmet” namıyla ünlenen Ahmet Z. Özdemir’in şeker gibi üslubuyla kaleme aldığı “Gün gördüm, günler gördüm” isimli eser, Ankara’da Ürün Yayınlarından çıktı. Şeker Ahmet’i sizler 1985 yılında ilk baskısı yapılan “Avşarlar ve Dadaloğlu” kitabıyla tanıdınız. Ben de öyle tanıdım. Ankara’da Zafer Çarşısında görüp aldığım bu kitap, benim el kitaplarımdan biri olmuştur. Çünkü, kitapta sadece Avşar boyu ve Dadaloğlu hakkında bilgi almış olmazsınız, bizler Oğuz’un soyundan gelen insanlar, adımız Türkmen olsun, Yörük olsun, Tahtacı olsun, Avşar olsun, Kızık olsun, ne olursa olsun, büyük bir ortak kültür inşa etmişiz. Geleneklerimiz birbirine benziyor, dilimiz birbirine benziyor. Durum böyle olunca, bu kitapta geçen tarihi olaylar, Kayseri’den Çukurova’ya uzanan büyük bir coğrafyada paylaşılan ortak bir tarih ve kültür hepimize ait ve duygularımız, söylediğimiz kelimeler, gelenekler hep ortaktır. Bu kitabın daha sonra Ürün yayınlarından ikinci baskısı da 2007 yılında Ankara’da yapıldı.
Şeker Ahmet’in en önemli çalışmalarından biri de Kültür Bakanlığı yayınlarından çıkan Öyküleriyle Ağıtlar 1 ve 2 olmak üzere çıkan iki ciltlik mühim eseridir. Neden derseniz, Çukurova’dan Kayseri’ye, Kayseri’den Yozgat’a, Sivas’a uzanan çizgide bizim ağıtlarımız çoktur. Halk musikisinde bilirsiniz ki bu yöreler “bozlak” yöreleridir ve özellikle de Avşar Türkmenlerinin ve diğer Türkmenlerin ağıtları sözlü gelenekte canlılığını sürdürmektedir. Öyküleriyle birlikte anlatılan bu ağıtların sözlü gelenekten alınıp yazıya aktarılmasının ne büyük bir hizmet olduğunu kabul edersiniz. Şeker Ahmet, görev yaptığı yörelerde özellikle Kayseri ve Çukurova’daki Türkmenlerden bu derlemeleri yapmış ve bu konuya da yıllarını harcamıştır.
1995 yılında yine Ürün Yayınlarından “Öyküleriyle Halk Şiirleri” kitabı yayınlandı ki bu da derlemelerinin bir başka boyutunu gösterdi ve Türk Halk Edebiyatı alanında önemli bir çalışmaya daha imza atmış oldu.
Birçok TRT belgeseline danışmanlık yapan Şeker Ahmet’in önemli bir hizmeti de “Sarız’da Düğün” (Avşar Düğünü) isimli belgesele danışmanlık yapması oldu. Bu belgesel onun emekleri ile çekilirken öbür taraftan Şeker Ahmet, tuttuğu notlarını kitaplaştırdı ve bu kitap da 2004 yılında Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından bastırıldı. Avşar Türkmenlerinin düğün adetlerini ayrıntılı olarak inceleyen bu çalışma halk bilimi açısından önemli bir yere sahip oldu. Bu kadar folklorik öğeyi büyük bir özenle derleyip incelemesi başlı başına uzmanlık gerektiren ve çok büyük emek isteyen bir iştir.
2006 yılında ise Şeker Ahmet yine Ürün yayınlarından “Osmanlı’dan Günümüze İki İleri Bir Geri” kitabı ile karşımıza çıktı. Bu kitapta düşünen bir adam olarak Şeker Ahmet’in Türk toplumunun Osmanlıdan günümüze yaşadıklarını neşter altına aldığına şahit olduk. Yine kendi üslubuyla… Zaman zaman eleştiri oklarını atan, zaman zaman alaycı bir yaklaşım sergileyen Şeker Ahmet, nihayetinde idealist bir yaklaşımla ele aldı konuları.
Şeker Ahmet’in Halkbilim ve Türk Dili konularında da çok sayıda makalesi var. Türkiye Folklor Kurumu başta olmak üzere birçok kurumdan da ödül sahibidir.
Bu son kitap “Gün Gördüm Günler Gördüm” başka bir lezzet verdi bana. Anılarla süslenmiş bir otobiyografi ile karşı karşıya olduğumuzu anladım daha ilk satırlarda. Kitabın 12. sayfasında Edip Cansever’in “İnsan doğduğu yere benzer; o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer” sözüyle başladığı hayat hikayesinde o kadar çok ayrıntı var ki… Bu ayrıntılara gizlenmiş Türk Dilinin unutulmaya yüz tutmuş kelimeleri, Türk Kültürünün adetleri de gizlenmiş. Bu kitabı halkbilimi açısından da mutlaka değerlendirmek gerektiğine inanıyorum.
Şeker Ahmet’in Tahtalı Dağları ile Binboğalar arasında kalmış Karayurt köyünde başlayan hayat hikayesi, doğduğu köy, öğrenim hayatı, Pazarören’deki anıları, öğretmenlik hayatı, bir devrin çalkantılı günlerinin ayrıntıları tam 17 başlıkta kitapta anlatılmış. Bu kitabı hem otobiyografi, hem hatıra türlerinde bir eser olarak görmekle birlikte halkbilim açısından da fevkalade önemli buldum. Yazarın kendi kaleminden hayatını öğrenmenin ve anılarını dinlemenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu tattım. Ahmet Özdemir, Türk Kültürüne ve medeniyetine eserleriyle büyük hizmetlerde bulunmuş ve bulunmaya da devam eden bir insan… onun yazdıkları bizim için hazinedir. Sohbetleri de öyle… Onun bütün kitaplarını okuma bahtiyarlığına ermiş bir kişi olarak Ankara’dan geldiği her vakit de sohbetlerinden yararlanmanın yollarını arıyorum. Böyle bir kültür hazinesinin “tatlı üslubuyla” anlattığı şeylerin değerini ölçecek terazinin olmadığına inanıyorum.
Şeker Ahmet, son kitabını sağ olsun benim için imzaladı ve yine imza bölümüne bir dörtlük yazdı. Bakın neler yazmış:
“Ahmet Z. Özdemir’den Sayın Burhanettin AKBAŞ’a,
Bilirim dertlisin sen de şu sıra
Memleketin hali içinde yara
İnan ki derdine çare olamaz
Ne Avrupa ne de Barak Obama

Sağlık ve mutluluk dileklerimle. 13 Mayıs 2009”

Şeker Ahmet, inşallah nice eserlerini okumayı Rabbim bizlere kısmet eder. Milletçe minnettarız sana.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
TEŞEKKÜRLER. ŞEKER AHMET HOCAMIZIN ELLERİNDEN ÖPÜYORUM.KİTABINI ZEVKLE OKUYACAĞIM. -KAYSERİ ÖĞRETMEN LİSESİ'NDEN -