TÜRKİYE –ERMENİSTAN SINIR (Serhat) KAPISI

Türkiye ile Azerbaycan’ın tarihten gelen bağlarını iyi anlamak lazımdır. Ben kısaca tarihi bilgilerimle durumu şöyle özetleyeyim. Türk Dünyası içerisinde Azerbaycan ile Türkiye, aynı ana babanın çocuklarıdır, yani özbeöz kardeştirler. Türk Dünyasında yakın akrabalarımız ve uzak akrabalarımız vardır ama Azerbaycan’ın durumu her zaman onlardan farklı olmuştur. Bu durumu Bahtiyar Vahapzade’nin “Türkiye – Azerbaycan” şiirinde rahatlıkla görebiliriz.
Bir ananın iki oğlu, Bir amalın iki kolu. O da ulu, bu da ulu Azerbaycan-Türkiye .

Dinimiz bir, dilimiz bir,
Ayımız bir, ilimiz bir,
Aşkımız bir, yolumuz bir
Azerbaycan-Türkiye .

Bir milletik, iki devlet
Aynı arzu, aynı niyyet.
Her ikisi cumhuriyyet
Azerbaycan-Türkiye .

Birdir bizim hür halımız
Sevincimiz-melalımız.
Bayraklarda hilalımız
Azerbaycan-Türkiye .

Ana yurdda-yuva kurdum,
Ata yurda gönül verdim.
Ana yurdum, ata yurdum
Azerbaycan-Türkiye

Son günlerde gündeme gelen Türkiye- Ermenistan sınır kapısının açılacağı haberi Azeri kardeşlerimizi oldukça üzmüştür.
1.Türkiye haklı davasında (Ermeni meselesi) Azerbaycan gibi bir dostunu, ana baba bir kardeşini kaybetmemelidir. 2. Türkiye'nin yanlış anlaşılabilecek bir tutumunun Azerbaycan'da yansıması bile ne kadar büyük zararlara yol açmaktadır. Türkiye'nin Ermeni sınırını açması, hiçbir kazanımı olmayan ama bize büyük zararlar verecek bir adımdır. Bu adım, birileri tarafında önümüze dayatılmıştır ve o birileri de Türkiye'de kahraman gibi karşılanmış ve uğurlanmıştır. Adamın, Rumların Ruhban Okulu ile Ermeni Sınır Kapısından öte bir açılımının olmadığını gördük. Bu iki açılımın da bize ne faydası olabilir ki... Hangi kazanımları elde ettik ki bunları feda edeceğiz? 1. Ermeniler, Karabağ’dan çekildi de Türkiye ile Azerbaycan arasında karayolu ya da tren yolu bağlantısı mı kuruldu? 2. Rum Patriği "ekümenik" sıfatından vazgeçti de bizim mi haberimiz olmadı. O yüzden başbakanın her iki konuda da söylediklerine katılıyorum ama özellikle Azerbaycan ile ilgili olanı biraz daha yüksek perdeden söylenmelidir; çünkü Azeri kardeşlerimizin bizi yanlış anlamaları son bulsun. Türkiye ile Azerbaycan’ın kardeşliği ilelebet yaşamalıdır. Biz ve onlar “Oğuz Kağan” ın torunlarıyız, Dede Korkut nesliyiz. Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ortak kültürel özellikleri burada yazmaya imkan yoktur. Kitaplar dolduracak şeyler bunlar. Lakin biz şunu iyi biliyoruz ki nasıl ki Çanakkale Savaşlarında özbeöz kardeşlerimiz olan Azerbaycan Türkleri, bizimle omuz omuza Çanakkale’de savaştılarsa, nasıl ki biz, Nuri Paşa komutasındaki ordularımızla Azerbaycan’ı Ermeni ve Rus işgalinden kurtarmak için kardeşlerimizin yardımına koşmuşsak, Türkiye ile Azerbaycan ilişkileri hep bu çizgide olmalıdır.
Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerini belirlerken Azerbaycan gerçeğini göz ardı edemez, etmemelidir.
Hele ki biz, Kayseriliyiz, Kadı Burhanettin gibi Salur boyundan gelen bir Azeri Türkünün beyliğini kurduğu şehirdeniz. Bizim de soyumuzun dayandığı yer büyük Türkistan’dan sonra ya Azerbaycan’dır ya da bugün İran topraklarında kalan Güney Azerbaycan’dır, başka ihtimal yoktur. O yüzdendir ki Azerbaycan ile Türkiye’nin kardeşliğini ve kültürel ortaklığını gösterecek çalışmaları sonuna kadar destekliyoruz. Ermeniler, Karabağ’dan tamamen çekilmeden Ermenistan sınır kapısı asla gündemimize gelmemelidir.

Yorumlar