Dulkadirli Beyliği Zamanında Tomarza / Hakan Türker Dulkadiroğlu


DULKADİROĞLU BEYLİĞİ ZAMANINDA TOMARZA

Hakan Türker DULKADİROĞLU

Gazeteci-Araştırmacı
Zamantı Bölgesi bilindiği üzere bugünkü Tomarza, Bünyan, Pınarbaşı, Develi, Sarız, Akkışla, Sarıoğlan gibi ilçeleri içinde barındıran büyük bir bölgeyi ifade etmektedir. Tarih boyunca çok büyük bir öneme sahip olan Zamantı Bölgesi, asırlarca bu önemini korumayı bildi. Özellikle 1337 de Elbistan-Maraş Merkez olmak üzere kurulan ve bir Türkmen Beyliği olan Dulkadiroğlu Beyliği için hayati önem arz ediyordu.Dulkadiroğulları, hükümetlerinin sınırlarını genişletmek çabasında idiler. Bu sebep ile Kayseri’nin doğusu ve kuzeydoğusundan girerek önce Tomarza’nın da içinde olduğu Zamantı Bölgesini, ardından da Kayseri’yi sınırları içine aldılar.14’cü asırda yaşanan ve Dulkadiroğlu Beyliği Hükümdarı Halil Bey dönemine rastlayan bu gelişmeler ile bölgede Dulkadirlilerin hakimiyeti pekişmeye başlıyordu. Bilindiği gibi Dulkadiroğlu Halil Bey’in türbesi Zamantı Kalesi eteklerindeki Melik Gazi köyündedir. Daha sonralarda 1412 yılından itibaren ise Dulkadiroğlu Nasıreddin Mehmed Bey Kayseri’deki hakimiyetini Osmanlıların da desteği ile kesinleştiriyordu. Bu nedenle Karamanoğulları ile Kayseri için büyük mücadeleler yaşanmıştı.Bayat, Avşar, Bayındır, Cerit gibi Bozok ağırlıklı olmak üzere Üçok Türkmenlerini de bünyesinde barındıran Dulkadiroğlu Hükümdarları, hüküm sürdükleri alanlarda medrese, camii, zaviye gibi önemli imar faaliyetlerinde bulunuyorlardı. Bu çerçevede geçmişte Göstere (Köstire) olarak da adlandırılan Tomarza’mızda da önemli eserleri hayata kazandırdılar.Bu eserlere biraz sonra değineceğiz.Şimdi, Dulkadirlilerin Tomarza ve bölgesine yerleşmeleri hususuna biraz daha ışık tutalım.Bunun için de size Zamantı Bölgesinde önemli bir konuma sahip olan Dulkadiroğlu Hanedanı mensubu bir aileyi örnek olarak veriyoruz.Dulkadiroğlu Beyliği Osmanlıya bağlandıktan sonra Osmanlı rejimi, kendilerine evlilikler nedeni ile çok yakın akraba olan bu aileyi imparatorluğu içinde görevlendirmek istedi. Görevlendirmeler içinde hanedanın bey soyundan olan evlatlarını çeşitli üst kademelere ve yüksek askeri-idari görevlere tayin etti.Osmanlı Devleti hizmetine giren Dulkadirli Beylerine Anadolunun değişik yerlerinde Beylerbeyiliği, Sancak Beyiliği ve Alaybeyiliği görevleri verilmiştir.Dulkadirli Eyaletine Ait Bir Kanunname Sureti (1533-1546)Alaaddin Aköz-İbrahim SolakAlaüddevle Bozkurt Beyin torunu Mehmed Han h.942/m.1535 yılında yeni kurulan Erzurum Beylerbeyiliğine atanmıştır. Ahmet Akgündüz, Kanunnameler, C.VII,İstanbul 1994, s.333.Şehsuvar Bey’in oğlu Kasım Bey 1530 yılında Sultanönü Sancakbeyidir. Bkz. Halime Doğru, XVI. Yüzyılda Eskişehir ve Sultanönü Sancağı, İstanbul 1992, s.55,1534-1535 yılında Alaüddevle Bey’in torunu Mehmet Bey’e birleştirilen Kemah ve Bayburt Sancakbeyiliğide verilmiştir. İsmet Miroğlu, “Kemah Sancağı ve Erzincan Kazası”, Ankara 1990, s.21Dulkadiroğlu Beyliği’nin önemli ve kudretli Hükümdarlarından Alaüddevle Bey’in oğlu Şahruh Bey’in torunlarından Dulkadiroğlu Davut Bey’e de Kayseri Sancak Beyi olarak Kayseri’de görev verildi.Davut Bey’e, Hanedandan olması nedeni ile Padişahlara ve Devletin büyüklerine tahsis edilen ve “Hass” olarak ifade edilen büyük gelirler sunuldu.Bu meyanda da verilmiş Padişah Hükümlerinden birini sizlerle paylaşmak isterim.Erciyes Üniversitesi’nce tertiplenen “Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri”nde Doç. Dr. Mehmet İnbaşı tarafından hazırlanıp sunulan “XVI. Yüzyılın İkinci Yarısında Kayseri Ve Civarında Meydana Gelen Olaylar” konulu sunumda yer alan Padişah Hükmünde Dulkadiroğlu Davut Beyin bölgedeki nüfuzuna işaret edilmiştir.Hükümde, eşkiyalık yaparak Davut Bey’e dolayısı ile Osmanlıya sorun çıkaran kimselerin cezalandırılmaları yer alıyordu.“Bu hükümün önemi Kustere(Köstire-Göstere) olarak da tanımlanan Tomarza’yı da içine alan bölgeyi de içermesidir.Hüküm aynen şöyledir;“Kayseriyye ve Kustere (Tomarza) kadılarına hüküm ki hala Kayseriyye Sancağı Beği olan Davut Beğ’e Hass yazılmış olup, eşkiyanın türemesi sebebi ile Hass olan yerlerin tahsilatı yapılamadığından eşkıya taifesinin takip ve te’dip edilerek fesad ve şekavetlerine son verilmesi ve haklarından gelinmesi”Yıl: 7 Eylül 1593 / 10 Zilkade 1001Dulkadiroğlu Davut Bey Sancak Beyliği görevinden emekliye ayrıldığında kendisine Saray tarafından Zamantı Bölgesi bu kez de Timar olarak verilmiştir. Davut Bey kendisine verilen bölgede, eski adı Güllüviran (Güllüceviran-Gülveri) bugünkü adı ise Gülveren olan köye yerleşmiş, Osmanlı sarayı tarafından oğulları da Tımarlı Sipahilerin Zamantı Alaybeyi olarak görevlendirilmiş bu görev asırlarca babadan oğula geçerek devam etmiştir.Dulkadiroğlu Davut Beyin şöhretinden dolayı aileden gelenlerin lakapları Davutoğulları olmuştur. Ailenin Zamantı Sipahi Alaybeyi olan kolu ise Sipahiler-Alaybeyler olarak nam salmışlardır.Yine ailenin askeri kayıtlarını göstermesi bakımından Osmanlı Devleti 1844 yılı resmi nüfus sayımına bir bakalım.1844 Yılı Osmanlı Resmi Nüfus Sayımı Güllüviran (Gülveren) KöyüBilirkişiler; İmam Mehmet efendi, Muhtar Kürtoğlu Mehmet, Veisoğlu Mehmet, Küçük Sipahi Mehmed Ağa (Dulkadiroğlu),Hane 18Davutoğlu (Dulkadiroğlu)Mehmet bin Mehmed 45 (Tımarlı Süvari Asakiri Nizamı Şahane de) oğlu Mükremin 25, kardeşi Davut 35 (Tımarlı Süvari Asakiri Nizamı Şahane de) oğlu Salih 12Çeviri: Hüseyin CömertDulkadiroğlu Davut Bey soyundan gelen Zamantı Sipahi Alaybeyleri olan ve Başbakanlık Osmanlı Arşivleri İstanbul dan tespit edebildiğimiz Alaybeyleri listesi tarihsel sıralaması şöyledir.Dulkadiroğlu Sipahi Hasan Bey – 1661 İE.AS. DNO:19 GNO:1779 T:1077 B15Dulkadiroğlu Sipahi Ahmed Bey – 1673 İE.A.S. DNO:10 GNO:875 T:1089 L29Dulkadiroğlu Sipahi İbrahim Bey -1695 AE.SMST.II DNO:20 GNO:1941 T:1111 L 20Dulkadiroğlu Sipahi Abdülvehab Bey – 1698 İE.AS. DNO:34 GNO:3035 T:1114 M05Dulkadiroğlu Sipahi Hüseyin Bey 1699 – İE.AS. DNO:34 GNO:3036 T:1115 CA18Dulkadiroğlu Sipahi Halil Bey – 1712-İE.AS. DNO:87 GNO:8013 T:1128 S09Dulkadiroğlu Sipahi Mustafa Bey – 1714 – İE.AS. DNO:87 GNO:8019 T:1130 B 27Dulkadiroğlu Sipahi Osman Bey – 1761- Başbakanlık Osmanlı Arşivleri,İst Tahvil:14 s.85 H.1174 s.4 /M.11Mart 1761Dulkadiroğlu Sipahi Mustafa Bey – 1764- Başbakanlık Osmanlı Arşivleri,İst Tahvil:14 S.442 H.1177 k 6/M.8 Nisan 1764Dulkadiroğlu Sipahi Mehmed BeyBu Beyler Gülveren Köyün’deki Alaybeyi Konağında oturmakta idi.Askeri kışlalarını kendi ünvanları ile de anılan Alaybeyli köyünde bulunduruyorlardı. Talas İlçesine bağlı Alaybeyli Köyü, ismini bundan dolayı almıştır. Ayrıca Alaybeyi olan Dulkadir Beyi Sipahi evlatlarından birini de bu köyün idaresinde bulunduruyordu.Öte yandan, Dulkadiroğlu (Gülverendeki Alaybeyi) ailesi Tomarza’nın Harsa (Güzelsu) ve Bel Mezrasını da kuran ailedir. Şimdi de Dulkadiroğullarının 1500 yılındaki tahrir bilgilerine göre bölgemizdeki hisselerine bakalım.Doç.Dr. Mehmet İnbaşı’nın "16. yy. Başlarında Kayseri Sancağı” isimli eserinde ifade edildiği üzere 1500 yılı tarihli Tapu-Tahrir Defteri’nde bazı köylerin hisselerinin Dulkadiroğulları ile müşterek kaydedildiği belirtilmiştir. Kayseri hududunun Dulkadir Beyliği ile temasta bulunması bazı Yörük cemaatlerinin iştirakine yol açmış ve bu meyanda Dulkadiroğlu Şehsuvar Bey ile müşterek olan köyler, ayrıca tespit olunmuş, bilahare II.Bayezid tarafından verilen hükümle, Alaüddevle Bey ile müşterek olan köylerde açık açık belirtilmiştir. Bu iştirak, belirtilen köylerdeki tasarruf şekline göre değişiyordu. Köylerdeki divani hisseler hem Osmanlı hem de Dulkadirli Beyliği’ne ait bulunuyordu. Nitekim, bu konu tahrir defterinde “Divanisi Dulkadirli ile müşterek” ifadesi şeklinde kaydedilmiştir.1500 Tarihli Tapu Tahrir Defterinde Tomarza’da 19.164 akçelik Dulkadirli geliri içinde 8.982 akçelik gelirle en önemli konumda yer alıyordu. Tomarza’nın tamamı Dulkadirlilerin idi.Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı desteği ile 14,15,16 yy. Kayseri Tahrir Defterlerini inceleyen ve bu genişlikte ilk kez gerçekleştirilen araştırmanın uzman heyeti içinde yer alan Doç.Dr. Mehmet İnbaşı’nın çalışmalarında bir çok önemli yeni belge gün ışığına çıkarılmıştır. Bu yıl sonunda neşredilmesi düşünülen büyük eserde yer alacak önemli belgelerden biri, Gülveren (Güllüviran-Gülveri) Köyü’nün Dulkadiroğlu Alaüddevle Bozkurt Beyin oğullarına ait olduğunu gösteren tapu senedi niteliğindeki belgedir.Şimdi de Dulkadiroğulları döneminde Dulkadir Beylerince yaptırılan fakat günümüze ulaşamamış olsada arşivlerde ve yazılı kaynaklarda yer alan eserlerini şöyle zikredelim.1-Güllüviran (Gülveren) Köyü Alaüddevle Bey Zaviyesi; Gülveren Köyü’nde bulunan zaviye Dulkadiroğlu Alaüddevle Bozkurt Bey tarafından yaptırılmıştır. Alaüddevle Bey 1500 tarihli vakfiyesinde zaviyeye Güllüviran ile Derikliviran Köyünün yarısını ve bu civarda bulunan bazı mezraların gelirlerini vakfetmiştir.(VA.D.590.) Prof.Refet Yinanç-M.Elibüyük, Maraş Tahrir Def. II, s.760Prof.Refet Yinanç. Dulkadir Beyliği, s.136Zaviye Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar dayanmış fakat zamanın tahribatı nedeni ile yıkılmıştır.Bu durumu gören ve Alaüddevle Bey soyundan gelen Zamantı Sipahi Alaybeyleri Gülveren Köyü’nde kendi helal kazançları ile bir cami tesis etmişlerdir. Dulkadiroğlu Sipahi Beyleri camiye de “Isbaa (Sipahi) Camii” adını vermişlerdir. Cami Dulkadiroğlu Beylerinin hatırasını taşımaktadır. Bu Cami halen ayakta olmakla birlikte bayram gibi özel günlerde ibadete açık bulunmaktadır. Caminin anahtarları geleneğe bağlı olarak ailenin Sipahi Beyi torunu olan 1980 yılındaki vefatına kadar Dulkadiroğlu Sipahi Hacı Derviş Sarıçiçek tarafından muhafaza edilmekte idi.2-Dıraz (Şiraz) Köyü Camii: 1501 tarihli vakfiyenin kaydına göre Alaüddevle Bey köyün zaviyesi ve camisi için Dıraz köyü ile mezralarının mahsul ve vergi gelirlerini vakfetmiş, bu gelirden senelik 2520 Osmanlı dirhemi, caminin imam ve hatibine 600 dirhem müezzine, 600 dirhem cami ve zaviyenin müstahdemine ve 600 dirhem de cami ve zaviyenin hasır ve yağına tahsis etmiştir.Fakat bu eserde günümüze ulaşamamıştır.(VA.D.590.) Prof.Refet Yinanç. Dulkadir Beyliği, s.1383-Köstire (Göstere-Tomarza) Kalesi Zaviyesi: Osmanlı Arşivlerindeki kayıtlara göre Dulkadiroğlu hükümeti ve Osmanlı zamanında Tomarza’da bir Kale bulunmakta idi.Dulkadiroğlu Alaüddevle Bey Köstire Kalesi mezrasının yarısını aynı köyde bir değirmen ve araziyi, Köstire’ye tabi Kilise mezrasının malikanesini, Lülüce mezrasının malikane ve divanisini, Kızıl kilise ve Zaviyecik mezralarını bu zaviyeye vakfetmiştir.Ne yazıkki bu kale de bugün ayakta değildir.Prof.Refet Yinanç. Dulkadir Beyliği, s.13(VA.D.590.) Tomarza, tarihi geçmişi içinde Dulkadirli Türkmenlerinin çok kalabalık ve köklü bir şekilde yerleşimine tanık olmuştur. Dulkadirli Türkmenleri oba oba Maraş üzerinden bölgeye gelmiş, Türk Boyları hiyerarşisi içinde bölgede etkin olmuşlardır. Zamantı Bölgesi içinde Tomarza’da bir çok köy Dulkadirlilerce kurulmuş ve bu köylerde Dulkadirli soyundan gelen insanlar benliklerini yüce Türk Milletine, tarihine ve ailelerine olan sevgilerinden dolayı asırlarca muhafaza etmişlerdir.Bu yerleşim esnasında Bey soyundan gelenlerin yanlarında Dulkadir Beyliği dönemindeki başka aileleri de getirdikleri bilinmektedir.Örneğin, Gülveren’e yerleşen Dulkadiroğlu hanedanından Kayseri Sancak Beyi Davut Bey’in yanında gelen ailelerden İmamoğlu lakaplı aile, Beyliğin manevi alanında İmam olarak görev alan ailedir.Gülveren’de Karacaoğlu olarak bilinen ailede Maraş kökenli olup Dulkadiroğlu soyundandırlar ve Dulkadir Beylerinin Sancaktarlığı görevi bu aileye verilmiştir. Karacalar da Kayseriye Davut Bey ile gelmişlerdir.Maraş asıllı olup Dulkadiroğulları ile Gülveren’e gelen bir başka kalabalık aile ise Bektaşoğulları olarak da tanınan Bektaşlılardır. Bu aile de Dulkadir Beylerinin tören, merasim, düğün gibi cemiyetlerine katkısı olan ailedir.Dulkadiroğulları beylik döneminde her ne kadar Osmanlı ile mücadele etmiş gibi görünse de Osmanlı Sultanlarına kız vermiş ve onlardan da kız alarak yakın akrabalık kurmuştur. Bu yakınlıkları nedeni Osmanlı Sultanlarına her türlü mücadelelerinde askeri ve manevi destekte bulunmuşlardır. Sonuç olarak, Dulkadirlilerin Tomarza ve civarında kalabalık bir şekilde bulunmaları akrabaları olan Osmanlının bölgedeki hakimiyetinin güvenliği anlamında son derece önem arz etmiştir.

Yorumlar