Biz ne savaşlar gördük, ne acılar, ne kanlar,
Dar ettik meydanları, titredi hep düşmanlar.
Özgürlüğü tadamaz düşmanından korkanlar;
Dar ettik meydanları, titredi hep düşmanlar.
Özgürlüğü tadamaz düşmanından korkanlar;
Mert olan mert savaşır, çıkar er meydanına,
Bu kalleşlik kalır mı sanıyorsun yanına?
Uygar denilen batı besliyor hainleri,
Ne biçim uygarlıksa hiç bitmiyor kinleri,
Bölücüyle aynı mı bilmiyorum dinleri?
Dinle ey kalleş düşman, insanlıktan nasipsiz,
“Son ocak” sönmedikçe kalmaz vatan sahipsiz!
Hem üstünde yaşayan, hem altında yatanı,
Bekler sonsuza kadar bu mübarek vatanı,
Pis eline bulaştı Mehmetçiğimin kanı.
Cepheden gelemeyen hain, kalleş ve korkak,
Döktüğün o kanların hesabı sorulacak.
Anamızı ağlattın, öksüz yaptın masumu,
Arkadan vurdun kaçtın on binlerce mazlumu,
Ey vicdandan nasipsiz, ey insanlık mahrumu!
Öğreteceğiz sana, neymiş kanın bedeli,
Düşmeyecek yakandan milletin iki eli.
Sen kimsin de vatanı bölerim sanıyorsun,
Aptal bir çocuk gibi düşmana kanıyorsun,
Hem bizi yakıyorsun, hem kendin yanıyorsun,
Bırak yanlış işleri, vazgeç bitmez kininden,
Çık ta boyun görünsün saklandığın ininden.
Neden düştünüz bilmem bir katilin peşine?
Toprağım haram olsun ölse onun leşine.
Atın aç itler yesin beslenmekte işi ne?
Hainleri besleyen vicdanımızda mahkum ,
Bilmeyenler öğrensin böyle istiyor mazlum.
O gaziler, şehitler yalnız Hakk’a taptılar,
Kara yerleri cennet, yurdu vatan yaptılar
Ne ölümden korktular, ne de yoldan saptılar.
Bu ülkede yaşayan herkes vefa borcunda,
Dalgalandıran onlar bayrağımı burcunda,
Biz bu cumhuriyeti öyle kolay kurmadık,
Kim kalmıştı bir bakın arkamızdan vurmadık.
Kutsalımı bilmeyen, anlamayana yazık
Bu bayrak sonsuza dek süsleyecek gökleri
Yurdunu vermeyecek kalsa bir tek neferi.
İsmail Âdil ŞAHİN
Yorumlar