İCAT ÇIKARMAYIN (!)... ÇIKARIN, ÇIKARIN (!)... /S.Burhanettin AKBAŞ

İCAT ÇIKARMAYIN (!)... ÇIKARIN, ÇIKARIN (!)... 
Kayseri’de eskiden beri bir söz vardır, bilirsiniz. Bir insan biraz yeniliklerden yana olsa, bazı şeylerde değişiklik yapmaya kalksa, Kayseri’nin yerel ağzında yer alan bir sözle karşılaşır. Ona hemen: 
-İcat çıkarma ! deriz. 
Buradaki “icat”, bazen yenilik, bazen modernlik, bazen bir buluşun karşılığı olabilir. 
Biz yeniliklere, değişime kapalı insanlar mıyız acaba? Yoksa böyle bir sözü niye söyleyelim? 
“Bırakın halkımız icat çıkarsın. Kendini yenilesin, yeni buluşlar ortaya koysun. İcat çıkarmak, insanların kendilerini geliştirmelerinin adı olsun.” Gençleri bu eğitim sisteminin içinde basma kalıp yetiştirmeyin, onlar yeniliklere açık olsunlar, kendilerini geliştirsinler dedikten sonra bu sözü toplumun geneline uygulayarak düşüncelerini ifade etsinler. 
“İcat çıkarmayı”, yani gelişmeden ve ilerlemeden yana olmayı sadece eğitimli, yüksek tahsilli insanların işi gibi algılamanın yanlışlığıdır. Halbuki, bu durum kişinin kendisinde oluşan bir özelliktir ve doğru dürüst bir eğitim almamış nice insan, bu kişisel özelliklerini cesaretli adımlarla öylesine geliştiriyorlar ki, hem işlerinde ileri adımlar atıyor, hem de ülkeye katkı sağlıyorlar. 
Galiba eskilerin “müteşebbis” dedikleri insanların büyük bir bölümü böyleler. Çevremize bakıyoruz, yeterli eğitim almamış birçok insan var ve bunlar, işlerinde yaptıkları reformlarla öne çıkmışlar. 
Eğitimciler de öğrencilerinde böyle bir kapasite tespit ettiklerinde acaba sistemin alışılmış kalıpları içerisinde onları standartlara mı indirgemeliler, yoksa onlara yeni imkanlar açmanın yollarını mı aramalılar? Birincisi anormalliğin adı olur ama ikincisinin de nasıl yapılacağı belli değil. Bizde bir AR-GE yok ki, onları toplayıp bu merkezlerde özel bir eğitime tabi tutalım. Hazırladıkları icatlar (projeler) nerede ve nasıl değer bulacak? Onlara nasıl bir eğitim modeli uygulanacak ve bu nerede yapılacak? Keşke böyle bir yer olsaydı. 
ONLAR İCAT ÇIKARDILAR... 
Lise eğitimini tamamlamayı başaramamış ancak mekanik konusuna yatkınlığı olan Wright kardeşler, 1894 yılında uçmaya ilgi duymuşlar ve 1903 yılında ilk kez uçan motorlu bir araç yaparak hayallerini gerçekleştirmişlerdir. Saatte 60 km. hızla uçan uçakları ile 1908 yılında ABD Savunma Bakanlığı ile anlaşma yapmayı başarmışlardır. 
Bilinen ve sıradan bir ürün olan “kahve”de bir farklılık yaratmak ve bundan bir zincir doğurmak kolay değildir. Howard Schultz, Starbucks zincirini kurarak dünya üzerinde 2 bin Starbucks Cafe’ye, kahve kokusunu duymak isteyenleri çekmeyi başarmıştır. Benzer şekilde günlük haber, her TV istasyonu için hiçbir özelliği olmayan bir programdır. Ancak Ted Turner seyahat edenlerin ihtiyacını öngörerek kurduğu TV ile gün boyu haber veren CNN kanalını kurmuştur. 
Tutkulu ve başarılı insanlar mı tarihi yaratır, yoksa tarih mi onları? Liselere özgü bu “münazara” konusunda gerçek herhalde arada bir yerlerdedir. Edison ampulü icat etmemiş olsa, herhalde bugün karanlıkta oturuyor olmayacaktık. Benzer şekilde Fatih Sultan Mehmet başaramasaydı, İstanbul yine Osmanlılar tarafından fethedilecekti. 
Başarı öngörülmesi çok zor birçok şarta bağlıdır. Kişinin yeteneği ve eğitimi yeterli olmazsa, doğru zamanda doğru yerde bulunmazsa, hırs denilen itici içsel güce sahip olmazsa başarılı olamaz. 
Nelson Mandela’nın Güney Afrika’da ırkçı bir toplumdan demokrasiye geçişi sağlaması 50 yıldan uzun bir zaman aldı. 27 yılı hapiste geçen bu süre içinde Mandela hiçbir zaman umudunu kaybetmedi; çünkü bütün beyazların ırkçı olduğunu kabul etmedi ve hapsedilmeyi bir yenilgi olarak görmediği için de içselleştirmedi. 
Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı bir mucize gibi görenlere şunu söylemişti: “Yapacağım işlerin ne olduğunu ve ne olacağını o kadar açık görüyordum ki, bu milletin bu neticeye ulaşacağına kati inancım vardı.” 
İstanbul’un işgali üzerine Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçerek mücadele etmeye karar vermiş ve 16 Mayıs 1919’da Bandırma vapuru ile Samsun’a hareket ederek Milli Mücadeleyi başlatmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşunun temelinde, ân’ın yakalanması yatmaktadır. Önemli olan doğru zamanda doğru yerde bulunmaktır. 
EĞER YENİLDİĞİNİ SANIYORSAN YENİLMİŞİNDİR 
Eski ve anonim bir Amerikan şiirinde “Başarı, başarılı olacağım diyenindir” mantığı oturmuş gözüküyor. Yani “inanç” faktörü hep birinci sıraya geçiyor: 
Eğer yenildiğini sanıyorsan, yenilmişindir. 
Girişmeye cesaretin yoksa, girişemezsin. 
Başarmak ister, ama başaramayacağını sanırsan, 
Hiç şüphen olmasın: başaramazsın. 
Harbin savaşlarını kazananlar, her zaman 
Daha güçlüler veya daha hızlı koşanlar değildir. 
Er veya geç başarmış bir kimse, 
Başaracağını sanan insandır.
 

Yorumlar