Dünyanın en güzel aşk hikayeleri bizdedir biliyorsunuz.
Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber, Tahir ile Zühre, Emrah ile
Selvihan, Aşık Garip ile Şahsenem… ve daha niceleri…
Bazıları gerçek aşkların sadece halk hikayelerinde
kaldığını düşünse de biz gerçek aşkların bugün de yaşadığına kanaat getirdik.
Haftasonu Pınarbaşı ilçemizde katıldığımız bir Avşar
düğününde Türk Dünyasını heyecana sevk edecek bir durumla karşılaştık. Oğlan,
yağız bir Avşar delikanlısı… Kız ise tam bir Azerbaycan maralı… Oğlanın adı
Bahadır, kızın adı Türkay… İsveç’te başlayan tanışıklıkları, aşka dönüşmüş ve
kısa sürede evlilik kararı almışlar. İsveç’te evliliklerini yapan çift,
Kayseri’ye, Pınarbaşı’na “gerçek bir Avşar düğünü” yapmaya gelmişler.
Bu arada Bahadır’ın annesi Elif Yılmaz’ın Köşk Mahallemizin
muhtarı olduğunu hemen söylemeliyim. Elif Hanım, köyünü asla unutmamış ve o da
Pınarbaşı’nın Karahacılı köyüne güzel bir ev yaptırmış. Büyük bir gururla bu
evde Azerbaycan’dan gelen dostlarını ve köylülerini, arkadaşlarını ağırlıyor.
Elif Hanım, düğünde
eski gelenekleri yaşatabilmek için elinden geleni yapmış. Özellikle 79
yaşındaki Karapapak Türklerinden Süleyman Koçak’ın şakacı sunumuyla izlediğimiz
deve oyunu gerçekten bizleri büyüledi.
Azerbaycan Türklerinden Aynur Hanımla ve Ali Şamil
Hüseyinoğlu ile sohbet etme imkanı bulduk. Türkiye ve Azerbaycan’ın dost olarak
tarif edilemeyeceği, her iki tarafın da öz be öz kardeş olduğunu bir kez daha
bütün dünyaya ilan ettik.
Bazı insanlar gerçek bir Azerbaycan mahnısı (türküsü)
olan “Sarı Gelin” e, bir tarafı Türklere, diğer tarafı Ermenilere uzanan bir
aşk hikayesi uydurdular ya… Şimdi onlara diyorum ki gerçek olmayan hikayeler
uydurmak yerine bir yağız Avşar delikanlısı ile bir Azerbaycan maralının
aşklarını, haydi şimdi bütün dünyaya yayın bakalım. O zaman sizin objektif
olduğunuzdan emin olalım.
Karahacılı’da Elif Hanım’ın evine iki ülkenin Türk bayrakları yan yana dikildi
ve dalgalandı. Bu uzun zaman hatıralardan silinemeyecek bir görüntü idi. Nereden
nereye demekten kendimi alamadım. Bir zamanlar, biz Can Azerbaycan’a kavuşmak
istedikçe bir taraftan “demir perde” engeli, öte taraftan acımasız insanların
sözleri hep bizleri yaralıyordu. Şimdi, Allah bizi öyle günlere eriştirdi ki
her iki Türk bayrağını da aynı evin çatısına asacak kadar bir mesafe aldık.
Bütün bunlar az şeyler değildir.
Elif Hanımın muhtar arkadaşları gelin ile güveyiye birer
madalya, bir plaket, bir bayrak ve bir de Kur’an-ı Kerim hediye ettiler. Benim
hoşlanmadığım tek olumsuz taraf ise bütün uyarılara rağmen düğünde silah
sıkanların olması idi. Buna muhtarlarımız da dahildir ki belki de asıl
düşündürücü olan budur.
Bütün aşk
masalları aynı sözlerle biter.
Onlar ermiş
muradına, biz çıkalım kerevetine…
Bahadır ve
Türkay’a ömür boyu mutluluklar dilerken Türk Dünyasına güzel bir örnek teşkil
ettikleri için onları yürekten kutluyorum.
Yorumlar