O, Kayseri'nin Evliya Çelebi'si! / Sergül VURAL

Evliya Çelebi'nin yazdığı yerleri onlar yeni bir yorumla Çelebi'nin izinde tekrar yazıyorlar.

2002 yılında Naz Çiçeğim isimli ilk kitabımın çıkacağı zamandı. Geçit Yayınları’ndan Muhammet Ali Ecevit, kitabın düzeltisini yapacak kişi olarak Seyit Burhanettin Akbaş’ı tanıştırmıştı. Aradan geçen 10 yıllık zaman dilimi; duruşu, bilgisi, sevecen halleri ve güleç yüzüyle tanıdığım Burhanettin Bey’den hiç bir şey götürmedi. O hep kendinden emin tabiatıyla, samimi tavırlarıyla, olgun kişiliğiyle ilk günkü gibi kaldı hafızamda.
Erciyes televizyonunda “Bindallı” ismiyle yaptığı gezi programıyla ve “Kitabistan”, “Kızılırmak Belgeseli”, “Yöre Yöre Kayseri”, “Erciyes’ten Rodoplara”, “Şehitlerimiz”, “Konak” ve “Yamula” gibi programlarla Kayseri’de kültür ve sanata yıllarca hizmet etti. Eğitimci olan Akbaş gençlerimizi eğitirken aynı zamanda da yazarak, birikimlerini kâh şiirle kâh romanla kâh araştırma kitaplarıyla kalıcı hale getirdi. Kültür elçiliği yapmaktan hiç yorulmadı.
Evliya Çelebi’ler aramızda...

Emek vermek ve bu emekle değer bulmak yaşarken her kula nasip olmuyor. İşte; Seyit Burhanettin Akbaş’ın yaptığı bu çalışmalar, Avrasya Yazarlar Birliği tarafından 2011 yılında Kayseri’nin Evliya Çelebisi olarak seçilmesine sebep olarak taçlandı. UNESCOKültür ve Turizm Bakanlığı veAvrasya Yazarlar Birliği’nin ortak projesi olan bu çalışma Evliya Çelebi’nin gezdiği 50 coğrafyanın yeniden kaleme alınmasını hedeflemiş. Böylece yeni çelebilerle yeni bir seyahatname oluşturmak istenmiş. Yerinde bir karar. Çünkü 17. yüzyılda yazılan seyahatname günümüzde hâlâ samimiyetle okunuyorsa 21. yüzyıldan da yüzyıllar sonrasına okunacak samimi eserler bırakmak gerek.
Ancak muhabbetle yazılabilecek bir kitap
Seyit Burhanettin Akbaş, Evliya Çelebi’nin İzinde Kayseri isimli kitabını bana imzalayarak verirken bu projeyi de kısaca anlattı. Kendisinin 15. kitabı olan bu eseri elime aldığımda Bengü Yayınları’ndan çıkan 285 sayfalık bu kitabı okuyamayacağım endişesini taşıyordum. Çünkü şehir ve şehir kitapları bana hep kaynak kitaplarmış gibi gelir ve elime aldığımda merak ettiğim bir kaç bölümden öteye geçemezdim. İmza bölümünde “bir hatıra olarak” ibaresi taşıyan bu kitabı okumaya başladığımda farklı bir üslup ile karşılaştım.
Sohbet tadında kaleme alınan gezi yazılarında hem tarihi bugünle hem de insanı insanla harman eden bir anlatım vardı. Kayseri ve civarında gezilen yerlerden, Kayserililerin yaşadığı Yunan köylerine kadar geniş coğrafyada yapılan geziler kaleme alınırken, geçmişe dair tarihî anlatıların yanında iyisiyle kötüsüyle günümüzdeki mevcut haller ve insanımızın yaşattığı ananeler, oyunlar, maniler, türküler, ağıtlar ve fıkralar da bu yazılarda yerini alıyordu. Bölüm bölüm yazılmış yazılar bir sonrakini merakla bekletiyordu okuyucuya. Birçok defa romanları bile zorlanarak okuduğum halde bu kitabı elimden bırakmadan okudum. Çağımızın sosyal yapısındaki düzen ya da düzensizlikler, iktisadî durum, folklorik yapı, yemek kültürü, imar planları gibi birçok konuda okuyucuyu bilgilendiren ve gezi yerlerini adeta gözlerimde tablolaştıran bir üslup ancak muhabbetle yazılmış olabilirdi.
Envanter değil
Evet, Seyit Burhanettin Akbaş, Evliya Çelebi’nin İzinde Kayseri isimli kitabını sevgiyle yazmıştı. Envanter olsun diye bir kaygı taşımamış, samimi üslubuyla okunası bir kitap oluşturmuştu. 79 başlık altında yazılan yazıların, yazılma tarihlerinin olmaması dışında dikkatimi celbeden bir sorunu olmadı. Yazarın kendisinin, kitabın 10 yıllık bir sürecin ürünü olduğunu ve kitaplaşma sürecinin ise 8 aylık bir zaman dilimini aldığını söylemesi ile merakımı bir nebze de olsa giderdim.
Beni ne kitabın takdimini Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın yapması ne de UNESCO’nun ve Avrasya Yazarlar Birliği’nin projeyi desteklemesi etkiledi. Beni etkileyen yazarın yazılarındaki samimiyet ve kullandığı duru Türkçe idi. Her yazıyı okurken kendimi o gezi kafilesinin içinde buldum. Köy köy, bucak bucak ben de gezdim ilimi. Neredeyse şehirleşmiş köylerin yanında, gelişmemişlere üzüldüm. Bazen kulak mantısı yedim gezi ekibiyle. Bazen tarihî eserler hakkında halkın kıssalarını dinledim, bazen bir matem ikliminde Fındık Hala’dan Kızılırmak Ağıdı’nı işittim, bazen de deve oyunu izleyerek şenlendim.
Şimdi kalan 49 kitabın merakındayım...
Evliya Çelebi’nin İzinde Kayseri, Seyit Burhanettin Akbaş, Bengü Yayınları, Aralık 2011, Ankara, 285 Sayfa)
Sergül Vural diğer kitapları da bekliyor
                                                                                                                          Sergül VURAL

Yorumlar