YUSUF AKÇURA’YI TANIYALIM

Yusuf Akçura (Tatarca: Yosıf Aqçura; 1876-1935) 2 Aralık 1876 yılında Rusya'nın Simbirsk (Ulyanovsk) şehrinde dünyaya geldi. Volga Tatarları’ndandır. Babasını 2 yaşında iken kaybetti. Annesi ile birlikte daha yedi yaşına gelmeden İstanbul’a göç ettiler.
1895 yılında Harbiye Mektebi’ne girdi. 2.sınıfta Türkçülük hareketlerine katılmaktan dolayı 45 gün ceza aldı. Erkan-ı Harbiye sınıfına ayrıldıktan sonra sebepsiz yere Divan-ı Harb tarafından Fizan’a sürgün edilmiştir.

1899 yılında dostlarının yardımı ile Paris’e kaçtı. Burada Siyasal Bilgilere devam etti. Okul bitince 1903 yılında, İstanbul’a dönmesi yasak olduğu için amcasının yanına Kazan’a gitti. Öğretmenliğe başladı.


1904 yılında onu Türk siyasal hayatında meşhur eden Üç Tarz-ı Siyaset isimli makalesini Kahire’de bir Türk gazetesinde neşretti. Üç Tarz-ı Siyaset adlı 32 sayfalık makalesinde Akçura, Osmanlı İmparatorluğunun tekrar toparlanabilmesi için aşağıdaki ana görüşlerden birisinin uygulanmasını bununda Türk Milliyetçiliği doktrinin olduğunu savunur. Makalesinde üzerinde durduğu konular şunlardır:
* 1. Osmanlıcılık,
* 2. Panislamizm,
* 3. Irk esasına dayalı Türk Milliyetçiliği konusunu ele almakta ve en uygun seçeneğin de son seçenek olan Türk Milliyetçiliği olduğunu öne sürmektedir.

Bu makale ile Akçura Türkçülüğü sistematik olarak ilk ele alandır. Bu makale Türkçülüğün manifestosu olarak kabul edilmektedir.

Yusuf Akçura’nın Rusya ve Türkiye’deki faaliyetleri:

* 1905'te Rusya Müslümanları İttifakı adında büyük bir parti kurdu. Kuzey Türkleri bu parti sayesinde ilk kez Duma’ya temsilci gönderdi.
* II. Meşrutiyetin ilan edildiğini öğrenince 1908'de İstanbul’a geldi.
* 25 Aralık 1908'de Türk Derneği'ni kurdu.
* 18 Ağustos 1911'de Türk Yurdu adlı bir dernek kurdu. Türk Yurdu Dergisini çıkarmaya başladı.
* 1912'de Türk Ocağı'nın kuruluşunda bulundu.
* 1916 yılında Rusya Mahkumu Müslüman Türk-Tatarların Hukukunu Müdafaa Cemiyeti adlı büyük bir siyasi örgüt kurdu.
* 1919 sonunda İngilizler tarafından hapsedildi.
* 1920'de Selma Hanım ile evlenerek Millî Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçtiler. Burada Dışişleri Bakanlığında Genel Müdür olarak görev yaptı.
* 1923'te İstanbul milletvekili seçildi.
* 1925'te açılan Ankara Hukuk Mektebi'nde siyasî tarih hocalığına başladı.
* 1931'de Atatürk tarafından Türk Tarih Kurumu'nu kurmakla görevli bilim adamları arasında yer aldı.
* 1932'de Türk Tarih Kurumu'nun başına getirilmiştir.
* 1933’de Üniversite Reformundan sonra İstanbul Üniversitesi'nde Siyasi Tarih profesörlüğü de yaptı.

11 Mart 1935'te Kars Milletvekili iken kalp krizi geçirerek İstanbul’da öldü.

Yusuf Akçura'nın Türkçülük, Türk tarihi ve Türk fikir hareketine katkılarını şu ana başlıklar altında gruplandırabilir:

* Üç Tarz-ı Siyaset adlı makalesiyle Türkçülüğü ilk defa bir siyaset şekli olarak ortaya koyması,
* Türkçülüğü bir bütün olarak görmesi ve bunu sürekli savunması,
* Türk milliyetçiliğinin teşkilatlanmasında kurduğu dernek ve yazılarla oynadığı rol,
* Rusya'daki Türklerin bilinçlenmesi ve örgütlenmesi konusunda önemli rol oynaması,
* Türk Yurdu Dergisiyle Türkçülük konusunda yaptığı çalışmalar,
* Türkçülüğün tarihini yazan ilk araştırmacı olması,
* Nihayet Türk Tarih Kurumu ve buradaki hizmetleri.

Yusuf Akçura'nın fikirleri, Sovyetlerin çökmesi ve Orta Asya Türk devletlerinin bağımsızlıklarına kavuşmalarıyla yeniden güncel hale geldiği savunulmaktadır. O’nun Türkçülüğü, Adriyetikten Çin seddine kadar olan alandaki devletleri ve coğrafyayı kapsar.

Ziya Gökalp ile aynı dönemde olması sebebiyle fazla öne çıkamamıştır. Fakat Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşı olmuştur. Genç cumhuriyetin kültürel yapısının oluşmasında önemli katkıları olduğu biliniyor.

Yorumlar