Sırların Efendisi / S.Burhanettin AKBAŞ

(Seyyid-i Sırdan, Seyyid Burhaneddin Muhakkik-i Tirmizi)

O, sırların efendisiydi
O, haberdar idi kainatın sırlarından
Öyle bir gönül vermişti ki Yaradan
Bilgiyi sezmek ona mahsustu.
Lakabı idi seyyid-i sırdan
Hem de peygamber soyundan
Seyyid Burhaneddin idi o.

Bir hayat hikayesi ki Tebriz'de başlayan
Anadolu'ya, Konya'ya ulaşan
Ve Kayseri'de tamamlanan.

Sırların efendisiydi, dinin delili
Bırakmazdı bir an olsun sabr-ı celili
Çilehanede geçen uzun bir zaman
Gelir geçerdi ona dakika gibi



Mertebesi ne idi bilinmez ki...
Hikmeti neredeydi görünmez ki...
Moğol Ordusunun geçerken içinden
Gelen kimse yoktu peşinden
Geldi Kayseri'nin yaralarını sarmaya
Manevi iklimiyle her köşe bucağa
Başladı iman damgasını vurmaya.

Marifet ehlinin dilini bilen o,
Kini, öfkeyi, nefreti silen o,
Bu inzivada, mânâ kapısında
Daha yaşarken ölen o.

Dört kitabın içmiş manasını
Aşk şerbetinin içmiş hasını
Ateşle pamuk gelmiş yan yana
Ateş elini sürememiş pamuğa.

Seyyid mana ehlidir her sözü duymaz
Bir söze uyar, başka söze uymaz
Sultanlar, emirler diz çökse önüne
Toplanıp gelseler onun haklı ününe
Seyyid dönüp bakar mı?
Seyyid aldırmaz saltanata ve söze
Makam-ı fenafillah
Makam-ı fenafillah
Kurban olmuştur yücelerdeki öze.

Seyyid'den önce Kayseri,
Seyyid'den sonra Kayseri
Yazılmış manevi iklimi yeniden
Erciyes gibi bir zirve doğmuş
Kayseri'den.

1 Haziran 2010 S.Burhanettin AKBAŞ


SEYYİD BURHANEDDİN HAZRETLERİNİN YERİ BİR BAŞKADIR
Kayseri’ye ilk defa gelen birisi şehri şöyle bir turlamaya kalksa Kayseri’nin bir Erciyes zirvesine bakar, hayran olur; bir de Seyyid Burhaneddin Hazretleri’nin şehre verdiği manevi zirveyi görür, ona hayran olur. Seyyid Burhaneddin Hazretlerinin türbesi adeta dolar taşar hergün. Kayseri’de oturan insanlar, onun gibi bir evliyanın yanıbaşlarında yatmasından manevi bir haz alırlar. Türbenin düzenlemesi gayet güzeldir. Atalarımızın mezarları bu ulu zâtın mezarının yanıbaşında sıra sıra dizilidir. Türbe ve mezarlar sanki bana bir camiin saf saf dizilmiş cemaati gibi gelir. Başta imam olarak Seyyid Hazretleri durmuş, ecdat da onun imametinde secdeye varmış gibidir. Yüzyıllardır koklanan bu hava Kayseri’nin manevi ikliminde çok etkilidir. Seyyid Hazretleri öleli 754 yıl olmuştur ama ondan alınan manevi terbiye, nesilden nesile ulaşmış, onun gibi halkı aydılatan ulemamız ve onun manevi ikliminden etkilenen cemaatımız hiç eksik olmamış ve günden güne de artmıştır.
SEYYİD BURHANEDDİN HAZRETLERİ VE MAARİF 
Seyyid Burhaneddin Hazretlerinin sözlerinin ve müridleri ile sohbetlerinin yer aldığı kitabına verdiği isim “Maarif”tir. Bu kitapta ibadetin sırları ve hikmetleri ayet-i kerimelerin ve hadis-i şeriflerin ışığı altında açıklanmıştır. Maarif, Farsça yazılmış bir eserdir. Çünkü Seyyid Burhaneddin Hazretlerinin yaşadığı devirde (M.1165-1244) Selçuklu Devletinin resmi dili Farsça idi. Bu eseri Farsça yazma nüshalardan Türkçe’ye önce Prof.Dr.Bediüzzaman Fürüzanfer (1960), sonra Abdulbaki Gölpınarlı (1972) ve kıymetli hemşehrimiz Ali Rıza Karabulut(1995) çevirmişlerdir.
SEYYİD BURHANEDDİN VE MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ 
Seyyid Burhaneddin Hazretleri talebesi Mevlana Celaleddin-i Rumi’ye hitaben şöyle demiştir: Yüce Allah, seni babayın (Bahaeddin Muhammed’in) derecesine ulaştırsın. Zira hiç kimsenin derecesi ondan üstün değildir, babayın derecesi bu kadar yüce olmasaydı, Allah seni onun derecesinden de üstün kılsın, diye dua ederdim. Fakat en son derece, onun ulaştığı derecedir, ondan yüksek derece de yoktur. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de: “Şüphesiz ki en son varılacak yer (derece, makam) Rabbinin huzurudur.” buyurulmuştur
*Seyyid Burhaneddin Tirmizi, “Maarif” Tercüme:Ali Rıza Karabulut, s.66

Yorumlar