AL SANA KÜRDİSTAN… /S.Burhanettin AKBAŞ



Ulusal kanalların birinde bir program… Üç tane Kürtçüyü misafir etmiş programı hazırlayan kişi. Öyle garip şeyler oluyor ki programın dengesi kaybolduğu için sunucu programı kendisi dengelemeye çalışıyor. Ne kadar dengeleyebilirse tabii ki… Sonra kritik bir soru sordu. Soru şu:
-PKK ne istiyor, siz anlayabiliyor musunuz?
Cevaplar kem küm…
-PKK, liderinin özgürlüklerinin arttırılmasını istiyor.
-PKK, yerel manada özerklik istiyor.
-PKK, Kürt halkının sorunlarının çözümlenmesini istiyor.
Bu garabet böyle devam etti durdu. Lafı yuvarlayıp duruyorlar. Anlı şanlı bir profesör diyor ki:
-Daha Türk halkı, bütün bunlara hazır değil. O yüzden bu sorunların kısa vadede çözümü zordur.
Yahu Türk halkını neye hazırlıyorsunuz ki Türk halkı ona hazır değil, birazcık açık konuşsan kem küm etmeyi bıraksan. Bakın Nazlı Ilıcak, Türkiye’nin PKK ile masaya oturması gerektiğini açıkça söylüyor, siz de ne söyleyecekseniz açıkça söylesenize. Yok, yok.
Nazlı Ilıcak, PKK ile masaya oturun diyor da masaya otursak ne olacak? Masaya oturduğunuz zaman neyi konuşacaksınız? Masanın üstünde ne var yani? Söyleyemiyor, dilinin altındaki bakla şişiyor şişiyor ama söyleyemiyor.

Aslında küçücük çocuklar bile biliyor ama yazarlar, düşünürler, profesörler söyleyemiyorlar. Niye söylemiyorlar, çünkü Türk halkı hazır değil bunlara. Şartlar daha olgunlaşmadı.
PKK neyi istiyor sorusunun cevabı belli. Bağımsız bir Kürdistan istiyor. Hatta Barzani’nin üslubu ile örtüştürüyorlar ve Güney Kürdistan, Kuzey Kürdistan diyorlar. İleride iki Kürdistan birleşip Büyük Kürdistan’ı kuracaklar. Türkiye’den, İran’dan ve Suriye’den toprak talepleri var. En büyük mücadele alanı olarak Türkiye’yi seçiyorlar, sonra İran, sonra Suriye geliyor.
Türkiye’de PKK’nın partisi yüzde 4 ile yüzde 6 arasında oy alıyor. Geriye kalan yüzde 94’ün bu fikri paylaşmadığını düşünebiliriz ya da en azından Türk halkının çok büyük bir bölümü böyle bir tartışmayı bile kabul edemeyecek durumda.
-Kürdistan’da bir Müslüman İslam Devleti kurulsa diye yüzümüze gözümüze baka baka söylemlerde bulunanları da şimdilik şöyle bir kenarda tutuyorum.
Ey gafiller, ey hainler, ey kemkümcüler, siz bu milleti daha nereye kadar aldatacaksınız?
-Biz, dilimize özgürlük istiyoruz, biz özerklik istiyoruz, bir federal yapı istiyoruz, biz etnik kimliğimizin tanınmasını istiyoruz diye başladığınız söylemlerin meydanlardaki yansımasını biz görmüyor muyuz?
Türk askerine, Türk Polisine “Kürdistan’dan defol” diye pankart açanlar sizler değil misiniz?
Siz, Türk halkının Kürdistan hakkında ne düşündüğünü bilmek istiyorsanız başlıktaki yazıyı Google Amcaya bir yazın bakalım, karşınıza ne çıkacak? Türk Halkının samimi düşünceleri orada ifadesini bulmaktadır.
Gelelim ulusal kanallarımıza… Sırf reyting uğruna harcadığınız çabayı kınıyorum. Türk Milletinin gerçek aydınlarına TV kanallarında yer vermediğiniz için, yüzde 90’ların hissiyatını ifade edecek insanları programlarınızda konuşturmadığınız için sizleri kınıyorum.
Üç tane Kürtçüyü  çıkarıp adına tartışma programı denen kaypaklığın içinde onların propagandalarına Türk halkını maruz bıraktığınız için sizleri affetmiyorum. Yazıklar olsun size.
Daha PKK ne istiyor sorusunu cevaplayamayan ve Türk halkı buna hazır değil diyerek alçakça, sinsice planlarını üstü kapalı ifade eden bu adamları şöhret yapma gayretinizi kınıyorum.
Kürdistan’a kendi kafalarına göre siyasi zemin hazırlayan bu kafaları Türk halkının iyi bilmesi gerekiyor. Bu hainleri millete tanıtmak için son nefesimize kadar gücümüzü harcamalıyız. Türkiye’nin bütünlüğünü hiçe sayan bu zihniyeti, gizli ve açık PKK sempatizanlarını, cibilliyetsizleri Türk evladına anlatmalıyız ki ne gibi bir ihanet çemberinin etrafımızı sarmakta olduğunu görsünler ve medyanın nasıl taraflı ve vatansız davranabileceğini anlasınlar.
Türk Gençlerine tavsiyem, bu zor zamanlarda Büyük Atatürk’ün Nutuk adlı eserini ve Gençliğe Hitabesini bir kez daha gözden geçirsinler. Yaşadığımız bu olayların orada nasıl anlatıldığını göreceklerdir. Dahili ve harici bedhahlar bugün azgınlaşmış bir şekilde ortadalar. Kimi dağda silahlı, kimi TV ekranlarında külahlı…
Aziz Türk Milleti, sen tarih boyunca kendi karakterini temsil eden özellikleri biliyorsun. Senin adın olan Türk kelimesinden rahatsız olan, Atatürk’e, Yavuz Sultan Selim’e, Fatih Sultan Mehmet’e, askerine, polisine, öğretmenine, hemşirene, İstiklal Marşına, ay yıldızlı al bayrağına saldıran bir güruh var karşında.
Türk Milleti, dostunu, düşmanını iyi ayırdığı sürece sonsuza kadar yaşayacaktır. Türk Milleti, varlığına kastedenleri ve vatan toprağını bölmek isteyenleri iyi tanı. PKK,  sadece dağlarda değil, PKK içimizde, PKK TV ekranlarında, PKK Mecliste… Türk Milletini hiçe sayanlar, Türk soyundan gelen aydınlara ekranlarını kapatanlar, gizli ve açık destekçiler var.
İşte sana basit bir terazi:
-Türk Milleti, Türk Halkı, Türk Bayrağı, Türk Devleti, Atatürk, Atatürk Milliyetçiliği, Atatürk İlkeleri, Türk Tarihi, Türk Edebiyatı, Ne Mutlu Türküm Diyene diyemeyenlerden uzak dur.
Büyük Atatürk’ün sana hangi kelimelerle seslendiğini unutma:
-Ey Türk Gençliği!
-Yüce Türk Milleti!
-Türk Milleti zekidir, Türk Milleti çalışkandır.
-Türk, öğün, çalış, güven.
-Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
(İşte gerçek bir Türk önderi sana ancak böyle hitap edebilir. Bunu unutma.)
S.BURHANETTİN AKBAŞ

Yorumlar