Camiikebir (Camilerin Sultanı, Sultanın Camisi)

Sultanın Camii
 (Kayseri) Camiikebir'e


Bu şehrin sokakları Erciyes gölgeli
Erciyes'in gölgesinde yükselir,
Bu şehrin minareleri.
Camiikebir çok eski zamanlardan hediyedir bize.
Her yanı güvercin kokulu,
Uzanır göklere doğru
Tuğlalı, çinili bir uzun minare.
Kayseri'nin burada atılmış kökleri
Danişmentli atası durmuş, durmuş da bakmış bu şehre
Ey ahiler, sıvayalım kolları
Yapalım cami, hamam, çarşı ve medrese
Hediye edelim tarihe
Türk ebedi yaşasın, dursun İslam'a hizmete.
Anadolu'yu bezeyelim benek benek
Çok eski bir huyum var,
Zamana karşı direnmek
Türkistan'ı boydan boya geçerek
Ata yurttan getirdim işte size
Bir Selçuklu tuğlası.
Eş olur bir tuğla bir tuğlaya,
Tuğlaları dizen çinilerle de bezer etrafını
Bir sihirli el ortada
Ne yağmur, ne yel, ne de fırtına...
Tuğlalar semahta, tuğlalar semada.
Bir tuğla bir iman kalesi.
Ve Erciyes duyar ki bir ezan sesi
Yayılır civara erenler, evliyalar, sultanlar
Bu sesle dolaşır durur civarı
Bir ahinin ney üfleyen nefesi.
Yükselir İslam'ın sesi bu şehirde, bu minareden
Deliler, veliler ve bütün şehir halkı
Kıbleyi söyler: "Erciyes'e doğru durun namaza"
Sonra o kıyam, o rüku, o secde...
Yayılır gider bu şehirden Erciyes'e.
Tekke kurar oturur o dervişler
Ahiler, göz göz çarşı pazar olurlar.
Olgun mu olgun, engin mi engin, dingin mi dingin
Bambaşka insanlar bunlar.
Açık sofraları ve gönülleri
Ahlakları öyle yüce ki
Erciyes gibi.
Fakir fukara bırakmazlar bu şehirde
Çalışırlar gündüz gece.
Bizim hikayemiz aşk ile, şevk ile, iman ile başlar.
O iman olmasa hiç bu şekle girer mi
O devasa taşlar.


Seyit Burhanettin AKBAŞ / 25 Mayıs 2010

Yorumlar