Hoş geldiniz Gazi Paşam, Kayseri’ye hoş geldiniz


Hoş geldiniz Gazi Paşam,
Kayseri’ye hoş geldiniz.
Doksan yıl önce bugün… Sanki doksan yıl önce değil de daha dün…
Sivas yoluna diktik gözümüzü, yüreğimizde bir heyecan bir heyecan…
Aklımızda fikrimizde sen… Kalbimizde müthiş bir hasret…
Doğudan gelen mavi gözlü kahraman umudumuzdur, gururumuzdur.
Atlılarımız Kayırhan’a kadar gittiler karşılamaya atayı.
Mutlu oldu, bir Cuma akşamının alacasında.
Cirit oynuyordu Kayserililer Ata’yı karşılarken
Atatürk, elindeki mendili salladı atlılara
Çifte Kümbetlerde indi arabasından, karıştı Kayserililerin içine.
Çocuklarla, gençlerle, yaşlılarla, ninelerle omuz omuzaydı
Sanki dağlar birbirine kavuşmuştu,
Sanki Erciyes, kendinden büyük bir zirveyi görüp eğilmişti saygıyla.
Yerler buzla kaplı, hava soğuk mu soğuk…
Kar serpeliyordu ara ara…
Günlerden 19 Aralık 1919 Cuma.
İnsanlar parmaklarıyla gösterirken onu
Hemencecik yanıbaşında alıyorlardı soluğu
Küçük Hacı, koskoca bir deveyi yatırdı yere
Atanın verdiği onurla çekti “Bismillah”ı üç kere
Bir ilkokul çocuğu canla başla fırlamıştı Ata’nın önüne;
Heyecanla, gururla seslendi Atatürk’ün sevecen bakışları arasında:
“Kan aksa, can çıksa dönmeyeceğiz geri
Damarlarda taşıdığımız ecdat kanı”
Atatürk yaklaştı çocuğa, elini uzattı saçlarına:
-Ey çocuk dedi, yaşın küçük ama şiirin de sen de çok büyüksün.
Bana söz ver okumaktan geri adım yok, sen oku ki bu ülke hep ileri gitsin.”
İmamzade Raşit Ağanın Konağı dayanmıştı, döşenmişti, bir başkaydı
Atatürk’ün evi dediler bu şanlı konağa, lakin;
Bir Erciyes’imiz gibi, Kayserimiz gibi, yüreğimizi de vermiştik onun aşkına.
Pastırmalı yumurta ne olur ki Atam, senin uğruna…
Biz 400 bin kilo pastırmayı vermemiş miydik 3. Orduya
Biz Kayseriyiz Paşam, biz ordular besleriz
Biz Kayseriyiz Paşam, senin uğruna, memleket uğruna her şeyimizi feda ederiz.
Raşit Efendi Kütüphanesinde toplandı Kayseri eşrafıyla,
Kızıklı Kasım Hoca derler bir ulu zat, tuttu atanın elini:
-Dur senin gözlerine bakayım paşam, diye atanın gözlerine baktı, baktı da kaldı:
-Allahü’l-âlem, ben bu gözleri gördüm rüyamda.
Mavi gözlü bir ulu zattı, rüyamda gördüğüm.
Memleketi kurtaracağım dedi bana, yürekli bir adamdı.
Paşam, bugün anladım ki o zât sizsiniz.
Atatürk, kavradı birden Kızıklı Kasım Efendi’yi:
-Ey mübarek hocam, memleketi elbirliğiyle kurtaracağız.
Keramet mavi gözde değil, işte aynı anda çarpan şu yüreklerde.
Sizler Erciyes gibi ardımızda durmazsanız biz nasıl düşmanla baş edeceğiz .
O gün yürekler ısındı, kalpler birlikte attı memleket için
Kayserili Yedek Subaylar, bir kez daha ant içtiler
Memleket uğruna canımız feda olsun dediler.
Atanın Sivas Kongresinden sonra ilk uğrak yeri Kayseri oldu
Öyle güzel intibalarla ayrıldı ki Kayseri’den
Bir beyanname ile taçlandırdı bu mutlu zamanı
Kayseri halkına gönül dolusu teşekkür etti
Kayseri, kanıyla, canıyla, insanıyla, servetiyle baş koymuştu Ata’nın yoluna
Ata’yı Kayserili atlılar uğurladılar Ankara yolundan Topaklı’ya dek
Atamız Kayseri halkıyla hep iftihar ederiz demişti giderken
Biz de hep Atatürk’ümüzle iftihar ettik
90 yıl boyunca hem de hiç durmadan
Daha nice seneler geçecek
Kimse ayıramayacak ne Atatürk’ü Kayseri’den
Ne Kayseri’yi Atatürk’ten.

S.Burhanettin AKBAŞ

Yorumlar