TRAFİK TOPLUMUN AYNASIDIR

Trafik toplumun aynasıdır sözü öyle basit bir söz değil. İnsanlarımızın trafikteki davranışları bana göre toplumumuzun, eğitim ve kültür seviyesinin ne olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Bu konu bilimsel olarak da ortaya kondu. Mesela, Yrd.Doç.Dr.İsmail Gökdeniz ve Başkomiser Mustafa Tolunay’ın birlikte yaptıkları bir çalışma “trafik sorunlarına sosyal psikoloji bağlamında insan merkezli sistem yaklaşımı” adını taşıyordu ve burada trafik ihlallerine sebep olan unsurların başında % 95 insan unsurunun geldiği belirtiliyordu. Yol ve çevre unsurları ise sadece % 5’te kalıyordu.
Aynı araştırma bayan sürücülerin erkelere göre daha az kaza yaptıklarını gösteriyor. Erkek sürücülerin kazalardaki payı % 87, bayan sürücülerin sadece % 13… neden böyle bir sonuç çıkıyor? Çünkü, bana göre bayan sürücülerin risk alma payları daha düşük… Erkeklerin at yarıştırır gibi, yanından geçip giden araçla hız yarışına girmesi, gereksiz yere dönülecek şeridi meşgul etmeleri benim de sıklıkla rastladığım durumlardır. Hatta bazen, erkek sürücülerin yanından geçerken adamın özel mülkiyetinden geçiyormuşuz gibi tavır takınanları, camını açıp yolda izah verenleri de gördük. Sabırlı, olgun olmadığımız gibi bir o kadar agresif bir yapımız var. Şiddet eğilimliyiz. Çabuk sinirlenip kavgaya meyletmeyi bir erkeklik gösterisi olarak kabul ediyoruz.
Bayanların aşırı hız yapmaları, alkollü araç kullanmaları ya da emniyet kemeri takmamaları gibi durumlara pek rastlanmazken biz erkeklerin sürücü olarak keyifle anlattığımız hatıralar arasında bunlar çokça yer alıyor.
37 ilde 860 sürücü, 272 yaya ve 182 trafik polisini kapsayan bir anket yapmışlar. Trafik ihlallerinin nedenleri sorulmuş ve çıkan tablo şudur:
Tablo 3:Kaza ve Kural İhlalleri Temel Sebepleri

Geçerli Oy Yüzde Geçerli Yüzde
Yetersiz Eğitim 157 18,3 18,3
Denetim Eksikliği 23 2,7 ,7
Bilinçsiz Sürücü 220 25,6 25,7
Karayolu İle Ulaşım 16 1,9 1,9
Araçların aşırı Çoğalması 12 1,4 1,4
Hepsi 428 49,8 50
Toplam 856 99,5 100
Geçersiz 4 0,5
Genel Toplam 860 100

Yetersiz eğitim ile bilinçsiz sürücüyü yan yana getirdiğinizde oran % 44’ü buluyor. Aslında vatandaşımız da kendi derdini tespit edebiliyor. Trafik ihlallerinde insan unsuru birinci plana çıkıyor ama bu işin çözümü o kadar zor ki… İş geliyor eğitime, kültüre dayanıyor. Haydi çocuklara okullarda trafik eğitimi verdik diyelim, bu büyüklere kim bu eğitimi verecek? Nasıl olacak bu iş?
Önünüzde bir araç var ve diğer araçlarla kırmızı ışıkta bekliyoruz. Adam sağa sola bakıyor ve “uyanıkça” bir hareketle, geçiş hakkı olmadığı halde yol boş diye ani bir çıkışla adeta bu kavşaktan diğer yola doğru kaçıyor. Derken karşı yola geçiş hakkı doğduğu için oradaki araçlar harekete geçiyor, “uyanık adam” aracıyla yolun ortasında kalıveriyor. Kavşakta da trafik polisi var. Polis, öncelikle trafiğin akışını sağlamak için aracı yolun ortasından çekmeye çalışıyor. Bu sırada diğer tarafa geçiş hakkı geçiyor, sürücü ile trafik polisi uzlaşamıyorlar. Yalvarma yakarma moduna giren sürücü, trafik polisine dramatik hayatını anlatmaya başlıyor. Bu arada kavşakta trafik akışı oldukça yavaşlamış vaziyette, araçlar dönemiyorlar. Böyle sahneler, aynı Türk filmlerinde olduğu yaşanıyor. Haydi buyurun bir toplumu eğitme noktasında neler yapabilecekseniz yapın. Bir kere “trafik kazalarında dünya rekoru” kırmaya niyetlenmiş koskocaman bir kitle var karşımızda. Dişinden tırnağından artırıp aldığı aracıyla eşini, çoluğunu çocuğunu, kendisini düşünmeden, başkasını düşünmeden her türlü riski alabiliyor.
Eğitim seviyesi yükseldikçe kaza oranlarının azaldığı söyleniyor ama bizim eğitimlilerimizin de durumunun başka bir hengame olduğunu kabul etmek gerek.
Gelelim cezalara… Yapılan araştırmada vatandaşın haklı olduğu bir durum da var. Özellikle cezalar hususunda… Vatandaşımız trafik ihlali yapan bazı kimselere polislerin ceza yazamadıklarını ve bu konuda eşitlik olmadığını söylemişler. Mesela kimlere ceza yazılamıyormuş: Valilere, kaymakamlara, hakimlere, savcılara, belediye başkanlarına, milletvekillerine, il kurum müdürlerine, emniyet personeline, subaylara, avukatlara, diğer polis memurlarına… Bu da vatandaş gerçeği… pahalı araçları çevirmeyen polis memuru, garibanın yakasına yapışıyormuş. Örneğini sizler yaşamadınız mı? Hem de çok değil mi?
Özetleyelim öyleyse… Tamam eğitim şart… Ama Türkiye’de insanlar kuralları bildikleri halde yasakları çiğniyorlarsa hangi eğitim şart, bunu sorgulamak lazım. Hukuk herkese lazım olur. Trafikte hukuki bir eşitlik yoksa vatandaş kuralı bildiği halde fırsatını bulunca kuralı çiğniyor. Çünkü hukukun önünde eşitlik sağlanmadığını çok iyi biliyor. Ayrıca trafik cezalarını eğitimin bir aracı olarak görmek mantığı terk edilmelidir. Böyle bir şeyi savunmak “dayak, cennetten çıkmadır” mantığı ile aynıdır. Madem öyle, kesilen cezalar, trafik eğitimine harcansa idi bugünkü süreç yarı yarıya azalırdı. Öyleyse cezadaki amaç nasıl açıklanacak ve hukuki eşitlik nasıl sağlanacak, sürücünün eğitimi ve bilinçlendirmesi nasıl yapılacak, temel sorun budur.

Yorumlar