Filistin’e yardım…

Filistin’de böyle bir insanlık dramı yaşanırken elbette Filistin’e yardım etmek bizim için bir insanlık borcudur, bir Müslüman olarak da “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir.” Sözünden hareketle boynumuza borçtur.
Lakin bizim milletin heyecanı yine devreye giriyor.
Çat kapı gelenler, telefonla arayanlar, yolda, sokakta yakalayanlar:
-Ağabey Filistin’e yardım!
İyi, güzel hoş da siz kimsiniz?
-Biz filan grubuz!
-Biz de fistan grubuyuz.
-Biz başka bir grubuz.
Tamam da yardım istediğiniz adam aynı adam… Bu adamın durumu da çok iyi sayılmaz. Her birinize yardım verecek durumu olsa ama yok.
Türkiye’nin şartları da malum…
Sonra bu işi tek bir elden yapmak mümkün olamaz mı?
Mesela Türkiye çapında açılacak banka hesaplarıyla bu iş yürütülemez mi?
Neden köşe bucak gezilerek yardım toplanır bilmiyorum.
Ayrıca daha Filistin’e yardımların ulaşmadığı bir dönemde milletten yardım toplama yarışına girmenin alemi nedir?
Tanıdıklarımız var, tanımadıklarımız var.
Bu yardımları toplayanlar kimler, tam olarak ben de bilmiyorum.
Kurum ve kuruluşsa yardım toplamaya yetkili midir?
Yardım toplamaya yetkiliyse bunları belgelendirmesi mümkün müdür?
Bu detayların hiçbirini bilmiyoruz.
Hele bir de yardımla ilgili mırın kırın et, bakışların rengi şekli değişiyor. İyi de bizim de geçindirmemiz gereken bir aile var. Dar imkanlarla ekonomi profesörlüğü yapmaktayız.
Sonra elime aynı fotokopiyi tutuşturuyorlar.
-İsrail mallarını boykot edelim!
Listeyi daha önce gördüğüm için geçen gün birine sordum.
-Ama burada Alman, Norveç, Danimarka, hatta Türk firmalarının logoları da var?
Baştan ayağı beni süzen acı bakışlar.
-Ağabey sen onu Türk firması mı sanıyorsun, onlar ailecek Yahudi diyor.
Can çıkar huy çıkmaz misali, yıllardır bu ülkede aynı masalı dinlemekten bıkmış biri olarak dedim ki:
-Yahu yıllarca Cem Karaca’ya Hıristiyan, Ermeni dediniz Müslüman mezarlığına gömüldü. İsmail Cem için demediğinizi bırakmadınız, Zincirlikuyu’da Müslüman mezarlığında yatıyor.
Deyip daha birçok şeyi sıraladım.
Allah aşkına bu kadar safsata milletin ağzında nasıl sakız oluyor ve insanlar ince eleyip sık dokumadan buna nasıl inanıyorlar ve birazcık bir şeyler söyleseniz farklı bakışlarla karşılaşıyorsunuz.
Sonra insanları, kurumları, şirketleri yargısız infaz etmek de nereden çıktı? Yüzlerce firmanın logosunun fotokopisini dağıtanlar onların gerçekten Yahudi firmaları olduğuna inanıyorlar mı, yoksa Filistin davasının içine başka meseleler de mi karışıyor?
Binlerce insana gerçekliği şüphe götürecek binlerce afiş dağıtarak şirketleri töhmet altında bırakmak, hatta kişilere yaftalar takmak çok hoş olmuyor.
Böyle bir bühtan Müslüman adama yakışmaz.
Filistin’deki kardeşlerimize yardım etmek gibi bir göreve soyunmak asıl amaç ise bunu farklı amaçları da araya sokarak mundar etmek gerekmez bence.
Filistin’deki Müslüman kardeşiyle ruhen bütünleşmek gibi ulvi bir amaç ortaya konurken buradaki Müslümanları lime lime bölerek fitneye sebebiyet vermek yanlışlığına düşülmemelidir.
Dinimizde bütün ibadetlerin ve inançların altında yatan şey samimiyet ve hulus-u kalp olmalıdır. Hele ki belli yerleri temsil ettiklerini söyleyenler, eski zamanların marjinal samimiyetsizliklerini günümüze taşıyarak pirim yapamazlar. Ellerinde Müslümanlığı ölçen bir terazi olduğunu sananlar ateşle oynamaktadırlar ama tuttukları alev topundan haberleri olmayanlardır.
Son söz:
1. Filistin’e yardım kampanyaları bir keşmekeşe dönüşmeden düzene sokulmalıdır.
2. Filistin’e yardım kampanyası düzenlenirken kırmadan, dökmeden, amacına uygun yapılmalıdır.

Yorumlar