Brüksel, Emirdağlıların şehri… / S.Burhanettin AKBAŞ

Artık masalların gerçek olduğu zamanlardayız.
Eskiden masallarda Zümrüt ü Anka kuşunun kanatlarına binip diyardan diyara uçan insanlardan söz edilirdi. Şimdi de son derece modern uçaklar, Zümrüt ü Anka kuşu gibiler mübarek! Kayseri-İstanbul arası bir saat sürüyor. Sonra biniyorsunuz bir Zümrüt ü Anka’ya, üç saat sonra Brüksel’desiniz.

BRÜKSEL’DE HAVA…
Brüksel’e 24 Ocakta ulaştık. Havada çisil çisil bir yağmur havası vardı. Hava zaman zaman şiddetlendi, zaman zaman da hafifledi ama yağmur tam olarak dört gün boyunca hiç eksilmedi. Türkiye’de şiddetli soğukların yaşandığı zamanlardı ama hava sıcaklığı Brüksel’de 3 ilâ 7 arasında değişti. Yani dört gün boyunca çiseleyen yağmur, Brüksel’i gezmemize mani olmadı.    

BRÜKSEL’İN NÜFUSU…

Brüksel’in bir milyonu aşan nüfusunun yüzde yirmi beşten fazlasını ile Türkler meydana getiriyor. Aslında şehirde Türklerin, İranlıların ve Kongoluların mahalleleri bile var. Biz, Türk Mahallesinde  kaldık dört gün boyunca. Malum camilerimiz var bu mahallede ve başta yemek meselesi olmak üzere birçok şeyi Türk mahallesinde rahatça halletmemiz mümkün.

BRÜKSEL’DE TÜRK CAMİLERİ
Brüksel’de insanlarımız ibadethane ihtiyaçlarını karşılamak için gerçekten büyük mücadeleler vermiş. Yasal zeminde yürütülen bu mücadelenin sonunda birçok camimiz olmuş. Biz, Fatih Camiini ve Hicret Camiini ziyaret etme imkanı bulduk ve çok beğendik.
BRÜKSEL’DE DİZİ DİZİ TÜRK LOKANTALARI
Brüksel’de Türkiye’de ne ararsanız o var. Türk marketleri tamamen Türkiye’deki markaları, ürünleri satıyorlar. Ayrıca başta Türk Mahallesi olmak üzere şehrin birçok yerinde Türk lokantaları bulunuyor. Özellikle pideciler, kebapçılar ve dönerciler oldukça rağbet görüyor.
Brüksel’de Kayseri Mantısı bile var. Mantının porsiyonu 7.50 euroya satıyorlar. Müşterilerin sadece Türkler olduğunu düşünmeyin. Türk yemeklerine rağbet gerçekten büyük…  Bizler, kendi yemeklerimizin dışında yemek yemekte gerçekten zorlanıyoruz ama bizim yemeklerimize herkes hayran… Buna burada da şahit olduk.

Brüksel’de Emirdağlılar kadar olmasa da bir miktar Kayserili var. Özellikle market ve manav sahibi Kayserililere rastlamak mutlu ediyor insanı. Burada kimse kiloyla bir şey almıyor. Pazara uğruyorsunuz, herkes filelerine birer ikişer bir şeyler koyuyor. Bizim burada kiloyla hatta çuvalla aldığımız ürünleri taneyle almalarının sebebi bana göre ürünlerin çok pahalı olmasıdır. Mesela portakalın kilosu 3.50 euro… İki kilo portakal alacak olsanız 7 euro… Olacak iş değil? Çok pahalı… Türkiye’de sanırım bizler, Türk parasının mucizesiyle ayakta duruyoruz. Eğer Allah muhafaza, Avrupa Birliğine girmiş olsak Yunan halkının perişanlığına benzer bir sıkıntının bizde de baş göstereceğini düşünüyorum.
Yunanistan’ın Serez şehrinde bir emekli amca, bana ağlayarak:
-Üzüm yiyemiyorum artık demişti.
Ben de durumu sağlığa yorup:
-Geçmiş olsun Amca, Allah sağlık afiyet versin diyecek oldum ki meğerse durum drahmiden euroya geçişten kaynaklanan ekonomik bir durummuş.
Yunanistan’da drahmi aşağı yukarı bizdeki kuruşla aynı değerdeymiş. Yaşlı amca, pazardan 700 drahmiye (kuruşa) bir kilo üzüm alırken üzümün kilosu 3.50 eoruya çıkmış. Yani neredeyse 8000 drahmi olmuş. Emekli amcanın maaşında çok az bir artış olmuş ve aradaki büyük fark cepleri yangın yerine çevirmiş.
Ben Allah’tan niyaz ediyorum ki Allah, Türk Milletini Türk Parasından mahrum etmesin. Türkün gerçek mucizesi Türk parasıdır ve biz onun sayesinde ayakta duruyoruz, bundan emin olun.

Avrupa, Türkiye’ye göre çok pahalı… Petrol hariç durum genelde böyledir.
Brüksel Avrupa tarihi, kültürü ve politikasının bir karışımı… Hem Belçika'nın hem de daha geniş anlamda Avrupa'nın bu modern başkenti dünyanın en fazla çoklu kültüre sahip yerlerinden biri. Üç dil konuşuluyor. Bunlar Fransızca, Almanca ve Flemekçe. Konuşulan ülkenin resmi olarak dili Fransızca ve Flemenkçe. Sadece 27 Avrupa Birliği ülkesinden gelenlere değil, önemli sayıda Kongo, Fas ve Türk topluluğuna ev sahipliği yapıyor.

BRÜKSEL, EMİRDAĞLILARIN ŞEHRİ…
Brüksel’de çok miktarda Emirdağlı var. Sayılarının ne kadar olduğu bilinmiyor ama 25 bin civarında Emirdağlının olduğu sanılıyor. 1960’lı yıllarda bir tesadüf sonucu Brüksel’e gelen Kötü Ahmet (Ahmet Öztürk) zamanla kendi köylülerini Brüksel’e taşımış ve burada bir Emirdağlılar kolonisi kurmuş adeta.  40-50 yıl önce bir tesadüf sonucu Brüksel’e geldiği esprili bir şekilde anlatılan Emirdağlıların durumu bugün ekonomik açıdan oldukça iyi gözüküyor. Çoğu işveren durumuna geçmiş. Brüksel’de bazı sokaklar neredeyse Türk sokaklarına dönüşmüş durumda… Bunu Türkçe tabelalardan çok iyi anlıyorsunuz.

BRÜKSEL’DE TARİHİ DOKU…
Brüksel şehrinin tarihi evleri koruma altında… Evlerin dış mekanları ile oynamak imkansız ama içleri restore edilebiliyor. Çoğu ev 80 veya 100 metrekare ölçülere sahip… Zengin Belçikalılar, şehrin içinde asla oturmuyorlar. Onlar Allah’ın her günü şehrin banliyölerine çekiliyor ve villa tipi bahçeli evlerde oturuyorlar. Şehir merkezi ise daha ziyade memurlara, dar gelirlilere ve yabancılara ait. Evlerin merdivenleri ve koridorları o kadar dar ki evlere eşyaları ancak binaların dışına konan kaldıraçlarla taşıyabiliyorlar.

BRÜKSEL’DE GÜVENLİK SORUNU VAR MI?
Büyük ölçüde Brüksel merkezinde oturan Türk, İran ve Kongolu gençler  arasında çıkan çatışmalar çoğunlukla ölümle sonuçlanıyormuş. Bunun ırkçılıkla değil, çetecilikle ilgili olduğunu özellikle söylüyorlar. O yüzden Türklerin, İranlıların ve Kongoluların oturdukları yerler güvenli bölge olarak kabul edilmiyor.

KONGOLULAR, AFRİKA’YI AVRUPA’NIN ÇÖPLÜĞÜ YAPMIŞLAR
Başta Kongolular olmak üzere birçok Afrikalı, eski araba ticaretiyle uğraşıyor. Avrupa’da 10 yaşını dolduran arabaların ıskartaya çıkarılmasından faydalanarak bu araçları gemilerle Afrika’ya götürüp satıyorlar. Bazılarına göre bu durum Afrika’nın Avrupa’nın çöplüğü durumuna gelmesine yol açıyor. Bir zamanlar bizde de böyle tarihi bir hata yapılmıştı ve Avrupa’da miadını doldurmuş otobüsleri Türkiye yollarında görmüştük. Bu araçların çoğu hurdalıklardaki yerlerine kısa sürede ulaşmışlardı.


BRÜKSEL, AVRUPA BİRLİĞİ VE NATO İÇİN DE ÖNEMLİ
Brüksel’den kısaca bahsetmek gerekirse Brüksel, Belçika’nın başkenti olmasının dışında ev sahipliği yaptığı AB Komisyonu , AB Bakanlar Konseyi ve Avrupa Parlementosu organlarının bir çoğunun bu şehirde olması neticesinde Avrupa Başkenti olma özelliğine de sahiptir. Nato merkez karargahı da buradadır.


BRÜKSEL’DE SIKICI OLMAYAN TEK YER GRAND PLACE VE CİVARI
Brüksel gece hayatı genel olarak diğer Avrupa şehirlerine oranla oldukça sıkıcı ve sakin. Özellikle akşam saatlerinde şehir çok ıssızlaşıyor. Sadece merkezde Grand Place etrafı canlı kalıyor.
Yapacağınız araştırmalarda da görebileceğiniz gibi genelde Brüksel’e gidenler yakınlıktan dolayı Amsterdam, Lüksemburg ve Brugge’u Brüksel’e tercih ediyor. Özellikle Brugge’ün güzelliği konusunda daha sonra görüşlerimi yazacağım.  

İŞEYEN ÇOCUK HEYKELİ
Brüksel gezisi boyunca başlıca gezilecek yerlerden bahsetmek gerekirse şehrin en canlı ve önemli noktası olan Grand Place (Grote Markt)  Avrupa’nın en güzel meydanlarından birisi. Sahip olduğu farklı yapısı ve üzerindeki çok güzel binalar ile meydan Brüksel gezisi boyunca en önemli gezi noktası olma özelliğinde. Bunun dışında İşeyen Çocuk  Heykeli (Menneken Pis) de Brüksel gezisi boyunca görmeniz gereken yerler arasında. 1958 yılında Expo58 fuarı için yapılan yapı daha sonra Eyfel Kulesi gibi fuar sonrasında kaldırılmamış ve şu an Brüksel’in en önemli turistik noktalarından birisi haline gelen 102 metre yüksekliğindeki Atomium‘da bir diğer önemli gezi noktası. Atomium yanında bulunan Mini Europe ise İstanbul’daki Miniatürk Park’ın bir benzeri olup güzel bir gezi noktasıdır.
.
Brüksel, ulaşım konusunda Avrupa’da en az zorlanacağınız şehirlerin başında gelip Brüksel’de hem şehir içi ulaşım hem de şehirlerarası ulaşım son derece kolaydır. Şehir içinde Grand Place‘a yakın bir yerde tutacağınız otel ile çoğu yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Ayrıca Brüksel gezisi boyunca metro ve turistik otobüsler de ulaşımınızı kolaylaştıracaktır. Şehirler arası ulaşımda ise Brüksel, Avrupa yüksek hızlı tren ağının merkezinde bulunmaktadır. Bu yüzden hızlı trenler ile Brüksel’den başta Paris ve Amsterdam olmak üzere Londra, Rotterdam, Gent , Antwerp ,Brugge, Köln , Dusseldorf , Berlin (aktarma ile), Essen ve Lüksemburg’a ulaşım sağlanabiliyor. Özellikle Brugge Brüksel’e çok yakındır. 

Yorumlar