TUNCER GÜLENSOY HOCANIN KÜTÜPHANESİNE NE OLDU?

Önce Satır Arası gazetesinde sonra da İstiklâl’de aynı haberi okuyunca üzüntüm arttı. Habere göre, 18 yıldır görev yaptığı Erciyes Üniversitesi’ne kitaplarını bağışlayan Prof.Dr.Tuncer Gülensoy’un 5 bin kitabının yer aldığı kütüphane kapatılmış ve kitaplar depoya kaldırılmış. Her iki gazete de bu konuyu işlemişler. Aslında bu konuyu çok daha önce bildiğim halde, sabırla beklemekteydim. Hatta Hamdi Altuntaş’ın verdiği bir bilgi ile de rahatlamıştım. Hamdi Bey bana, Tuncer Gülensoy Hoca ile ilgili son derece olumlu görüşlerin dile getirildiğini, kütüphanenin de kapatılmasının söz konusu olmadığını söyledi. En yetkili ağızlar, Hamdi Beye böyle söylemişlerdi. Biz de bekledik ki üniversite yetkilileri Tuncer Gülensoy hocayı arayacaklar ve durumu birinci ağızdan kendisine anlatıp yanlış anlamayı düzeltecekler.

Aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen bir iyileşme olmadığı görülüyor. İstiklâl’in Ocak 2011 sayısında Prof.Dr.Tuncer Gülensoy İhtisas Kütüphanesinde bazı levhaların ve resimlerin çöpe atıldığı ileri sürülmüş ki inşallah bunların hiçbiri doğru değildir. Çünkü, böyle bir durum vicdanlarımızı kanatır. Tuncer Gülensoy, benim hem Fırat Üniversitesi’nden hem de Erciyes Üniversitesi’nden hocamdır. Açıkçası, adını Kayseri ile Erciyes Üniversitesi ile özdeşleştirmeye çalışan bir insanın ardından onun izlerini silme telaşına girenlerin karşısında bizlerin sessiz kalması beklenemez.
Bunlar ne tür yetkililer ise, ne hocaya ne de kamuoyuna iki satır açıklama yapmıyorlar. Eğer siz o kitapları depolarda muhafaza etmeyi düşünüyorsanız kütüphanenin bağış senedini de okumamışınız demektir. Bakınız biz Kayseri şehri olarak Tuncer Gülensoy  İhtisas Kütüphanesine şehirden bir yer buluruz ve hocanın adını Kayseri’de yaşatırız. Kimsenin sessizliğe gömülmesine gerek yok. Verin kitapları, ödülleri, plaketleri, kilimleri, resimleri… Artık size yük olmasın.  Anlaşılan sizin ilim yuvasında ilimden ziyade filime ihtiyacınız var. Radloff sözlüğünün, Kazak Dilinin Düşündürme Sözlüğünün, Divanu Lugati’t-Türk ve Kutadgu Bilig takımlarına sizin ihtiyacınız kalmamış ama bizim çok ihtiyacımız var. Bugünden itibaren çıkın ortaya ve Tuncer Gülensoy Kütüphanesini iade edin. Biz Kayseri şehri olarak üstümüze düşeni fazlasıyla yapacağız.
Üniversitelere bağış yapan insanlara, hem de aynı üniversitenin bir mensubuna reva görülenler Erciyes Üniversitesi adına şık olmamıştır. Bugüne kadar bağış yapanlara ve bundan sonra bağış yapacaklara bu durumu nasıl izah edeceksiniz? Haydi bu kitapların maddi değerini bir tarafa bırakın, kendini Erciyes Üniversitesi ve Kayseri ile özdeşleştirmiş bir bilim adamına bu vefasızlığı gösterirseniz, siz de bir gün vefasızlığı hak etmiş olursunuz. Bu haksızlığa da kimsenin boyun bükmeyeceği açıktır. O yüzden ortaya çıkıp “Biz de Tuncer Gülensoy’un talebesiyiz, hocaya nasıl böyle bir şey yaparız” falan demeyin. Bu dediğiniz doğru olsaydı, günlerdir Tuncer Gülensoy’a bir telefon açıp durumu düzeltmenizi ve özür dilemenizi bekliyoruz. Kamuoyuna çıkıp neden iki satır açıklama yapmıyorsunuz? Bu durum, bizim anlayabileceğimiz bir şey değil. İletişim çağında sesinizi mi yuttunuz, cep telefonunuz da mı yok?
Abdülmecit Avşar, Kayseri Gün Haber’de şöyle yazmış:   “Birçoklarının yapmayı, bırakın kafasından bile geçirmediği bu olayı gerçekleştiren hocaya saygı ve minnet duyulması gerekirken, birileri kalkmış kütüphaneyi kapatmış. Ve eserleri depoya kaldırmış. Sebebi belli değil! Türk Dili Dekanı Prof. Sayın Ümit Tokatlı hocanın makamına gittim. Onlarca dakika bekledim. Sekreterine not bıraktım, ama zahmet edip dönmedi bile. Milliyetçi olarak bildiğimiz Sayın Rektörümüz Fahrettin Bey’i defalarca aradım ve not bıraktım, ama iş Türk Dili olunca o da dönmedi. Türk Dili konusunda çok önemli araştırmalar yapan, kaynaklar edinen bir hocanın yıllarının birikimini bıraktığı kütüphane sessiz sedasız yok ediliyor. Ama ses çıkaran yok. Acaba diyorum, böyle bir olay Ermeni Dili Kütüphanesinde yaşansa veya Çin Dili Kütüphanesinde yaşansa, Üniversite yönetimi nasıl bir tepki verirdi?”  (Abdülmecit Avşar, Kayseri Gün Haber Gazetesi, 17 Aralık 2010)
Abdülmecit Avşar sonuna kadar haklıdır. Biz, Kayseri olarak Tuncer Gülensoy hocaya ve kütüphanesine sonuna kadar sahip çıkacağız ve bu işi de kimsenin yanına kâr olarak bırakamayız. Bu hukuksuzluğu çözerler ya da çözemezler, o üniversitenin işidir. Kanayan vicdanlara su serpmek şöyle dursun, dillerini yutanlar, ne yaptıklarını ve neden hukuku çiğnediklerini anlatmak zorundadırlar. Belki de artık Erciyes Üniversitesinde eski bağış senetleri geçerliliğini yitirmiştir. Belli mi olur? Birileri belki de “kanun benim” diyordur kendi kendine.
Sessizliğe gömülerek bu işi unutturamazsınız. Biz buradayız ve Allah’ın her günü sizden bir haber beklemekteyiz.  

Yorumlar