KAPUZBAŞI MASTER PLANIMIZ NEDEN YOK? / S.Burhanettin AKBAŞ

Erciyes dağı, Allah’ın Kayseri’ye bir lütfudur. Kayserili Erciyes dağının eteklerinde yaşamaktan ve onun nimetlerini paylaşmaktan büyük bir keyif alır. Kayserimize Erciyes gibi Allah tarafından lütfedilmiş bir büyük güzellik daha vardır. Aladağlar Milli Parkındaki Kapuzbaşı Şelaleleri…

Dile kolay Uganda’da bulunan Victoria (100 m) şelalelerinden sonra 70 m.lik yüksekliği ile dünyanın ikinci büyüğü… ABD’de bulunan Niagara’nın yüksekliği ise 55 metredir. Şimdi sıkı durun… Kapuzbaşı Şelaleleri, su debisi olarak ise dünyanın en büyük şelalesidir. Aynı dağ silsilesinden Kapuzbaşı Büyük şelale, üç tane sıra şelale, Güney Şelale ve Elif Şelalesi ortaya çıkar. Bu takım şelalelerin ve Kapuzbaşı Büyük şelalesin ulaştığı su debisine yaklaşabilecek başkaca bir şelale yoktur dünyada…
Kapuzbaşı Şelalesinin seyir keyfi ve doyumsuz musikisini ise kelimelerle anlatmak imkansızdır. Hiçbir fotoğraf, hiçbir film o zevki ifade etmekte yeterli olamaz. O yüzden Kapuzbaşı’na gidenler bilirler, insanda orada yaşamak, orada kalmak arzusu uyandıran müthiş bir cazibesi vardır.

Yahyalılı Fotoğraf sanatçısı Mehmet Nuri Özşahin anlatmıştı. Bir turisti Kapuzbaşı Şelalerinde gezdirirken turist, Özşahin e "Kutsal kitaplarda geçen cennet burası olmalı" demiş. Sonra şöyle devam etmiş: "Burası saklı cennet olmalı." Çünkü, o yıllarda Kapuzbaşı na ulaşım çok çetindi ve yol şartları fevkalade kötüydü. Ama şimdi 70 metreden süzülen "saklı cennete" ulaşmak çok zor değil. Özellikle yol konusunda alınan olumlu mesafenin alınmasında Kayseri Valilerinin duyarlı tutumlarını takdir etmek gerekir. 1998 yılında 4.5 saatte gittiğimiz yolu bugün 2.5 saatte alabiliyorsak ve bir araba geçerken diğer arabanın beklediği günleri sona erdirmişsek bu büyük başarıdır. Lakin Kapuzbaşı Şelalesi o kadar önemli, o kadar önemli ki bugüne kadar yapılan bu büyük hizmetleri de yeterli görmek imkansız haldedir.

Bir kere Victoria dan sonra dünyanın ikinci büyük şelalesi olan Kapuzbaşı’nı tanıtmakta zorlanıyoruz. İkincisi Kapuzbaşı Şelalelerinde  yeterli tesisin olmayışı büyük eksiklik olarak gözüküyor. Şu anda Altotur’un 44 yatak kapasiteli bungalov tipi pansiyonu dışında doğru dürüst bir tesis yoktur. Bölgede Aladağlar Milli Parkında birçok doğal trekking alanı mevcut olduğunu, Zamantı ırmağında da çok güzel rafting parkuru olduğunu düşündüğünüzde bölgenin ciddi yatırımlara ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz. Tabii bunu yaparken de Altotur’un yaptığı tesislerdeki gibi doğal alanı bozmadan ve çevreye zarar vermeden bu işleri yapmak esastır.



(Kayseri Ticaret Odası Başkanı Hasan Ali Kilci ve Yörük Türkmen Vakfı Kayseri Şb. Başkanı Ali Aydın, civar köylerden gelen muhtarların ve vatandaşların ilgi odağı oldular.)



KAYSERİ TİCARET ODASI BAŞKANI HASAN ALİ KİLCİ:

“Kapuzbaşı Master Planımız neden yok?”

Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyeleri ve Kayseri Ticaret Odası Başkanı Hasan Ali Kilci ile Kapuzbaşı Şelalelerinde bir araya geldik. Yönetim Kurulunu üyelerini Kapuzbaşında ağırlayan Yörük Türkmen Vakfı Kayseri Şube Başkanı Ali Aydın Bey’in o meşhur Yörük-Türkmen çadırında Başkan Hasan Ali Kilci ile Kapuzbaşı’nı değerlendirdik. Kapuzbaşı’nın doğal güzelliği karşısında hayranlığını dile getiren Hasan Ali Kilci, Kapuzbaşı’na daha çok şeyin yapılması gerektiğini ifade etti ve özellikle Çevre ve Orman Bakanlığı ile Kayseri Valiliği, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve diğer kuruluşların bir araya gelerek Kapuzbaşı Şelaleleri için aynı Erciyes Master Planının da olduğu gibi “Kapuzbaşı Master Planı” hazırlamaları gerektiğini ifade ederek bölgeye ciddi yatırımlar olmalıdır düşüncesini dile getirdi. Başkanla yaptığımız sohbetten benim anladığım şudur: Başkan Kilci, bir taraftan Çevre ve Orman Bakanlığını harekete geçirmeyi hedeflerken diğer taraftan Kayserili yatırımcıların da bir plan dahilinde, çevreye en ufak bir zarar vermeden Kapuzbaşı ve çevresine yatırım yapmalarını arzu etmektedir. Ancak, bu yatırımların rastgele değil de önceden planlanmış ve işin uzmanlarınca düzenlenmiş bir planlama çerçevesinde olmasını arzu etmektedir. Devlet kendi üzerine düşeni yaparsa, girişimci de doğru ve sağlıklı bilgiye ulaşır ve bölgede ihtiyaç duyulan şeyleri iyi bilirse yatırımlar gelişigüzel olmaz ve gayet sağlıklı bir yapı ortaya çıkar diyor.

Tabii ki hemfikir olduğumuz diğer bir konu ise Kapuzbaşı Şelalelerinin tanıtımını yapmak için de çok çalışmak gerektiği yönünde olmuştur. Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu’nun ve Başkan Hasan Ali Kilci’nin bölgenin tanıtımı konusunda gerekli hassasiyeti fazlasıyla göstereceklerini biliyorum.
Aslında Kapuzbaşı Şelalelerini tek başına düşünmek doğru değil. Bu bölgeyi, hem Aladağlar Milli Parkı olarak ele almak hem de Yahyalı Bölgesinin Kayseri yöresine katkıda bulunacak doğal ve turistik değerleri olarak ele almak daha doğru olur.

Şöyle ki: Kapuzbaşı Şelalelerinin yer aldığı Aladağlar Milli Parkı, Kayseri, Adana ve Niğde illerimizin sınırları içinde kalan önemli bir değerdir. Bu sahanın 31.358 hektarı Kayseri ilinde, 11.702 hektarı Adana ilinde ve geriye kalan 11.464 hektarı ise Niğde ili hudutlarında kalmaktadır. Aladağlar Milli Parkının Kayseri hudutları içinde kalan bölümü neredeyse Niğde ve Adana illerinin üç katı bir büyüklüğe sahiptir. Ayrıca Aladağlar Milli Parkının içinde kalan ve turistik bir değer ifade eden Yedi Göller, Hacer Ormanı ve Kapuzbaşı Şelaleleri Kayseri hudutları içindedir. Öyleyse Kapuzbaşı Şelaleleri ve Aladağlar Milli Parkı ile ilgili olarak birinci derecede kafa yorması gerekenler Kayserililerdir. Kayseri, bu doğal ve turistik değerlerlerine sahip çıkmak zorundadır.

Bizim bir diğer bakış açımız ise Yahyalı bölgesine yönelik olmalıdır. Çünkü bu bölge tam bir şelaleler bölgesidir. Kapuzbaşı’nda bulunan yedi şelale dışında Yeşilköy ve Derebağ Şelaleri de turistik bir değer ifade etmektedir. Öyleyse Kapuzbaşı Master Planımızın içinde hem Yahyalı’daki diğer güzellikler ile hem de Aladağlar Milli Parkı da yer almalıdır.

Neler yapabiliriz?

Şimdi elimizde neler olduğuna bir bakalım.

İnsanlar buraları ziyaret etmek istediklerine göre bu bölge turistik bir değer haline nasıl getirilebilir?



(Kayseri Ticaret Odası Başkanı Bekir Adıyaman ve Yörük Türkmen Vakfı Başkanı Ali Aydın, Kapuzbaşı Şelalesindeler.)

Herkesin bildiği şeyleri sıralayalım: Başta yolların durumu gözden geçirilebilir. Konaklama tesisleri, otoparklar, duş ve tuvaletler, yemek yenecek mekanlar ile aydınlatma ihtiyacı hemen sayılabilecek şeylerdir. Lakin, özellikle bölgede yürüyüş (trekking) yapılacak parkurlar belirlenmelidir ve ona göre yatırımlar yapılmalıdır. Ayrıca rafting için Zamantı ırmağında parkur oluşturulmalı ve rafting sporunun süreklilik kazanması için gerekli altyapı oluşturulabilir. Aladağlar Milli Parkı, av ve yaban hayatı için önemli mekanlardan biri haline getirilebilir. Belirli yerlere gözetleme istasyonları, av hayvanları üretme istasyonları kurulabilir. Kapuzbaşı Şelalelerinden gece yararlanma imkanı yoktur maalesef. Halbuki, özellikle büyük şelalenin ve üç şelaleden oluşan takım şelalenin gece aydınlatılması yapılsa ortaya mükemmel bir seyir keyfi çıkacaktır. Bölgenin turizme olan katkısını sürekli kılmak için gece aydınlatılmasının mutlaka yapılması gerekmektedir. Ve bütün bunlarla birlikte yapılması gereken şey bol miktarda tanıtımdır. Çünkü, bilgi eksikliğini gidermek zorundayız. Kapuzbaşı Şelalelerinin hâlâ uluslar arası verilerde adının geçmiyor olması bizi bazı sıkıntılara sokmaktadır. Dünyanın ikinci büyük şelalesi, su debisi olarak ise dünyanın en büyüğü olan şelalemiz, maalesef uluslar arası literatürde adı bile geçmeyen bir durumundadır. Böyle olunca bizim burada yaptığımız çalışmalar daha ziyade ülke içi tanıtım faaliyetleri içine girmekte ve iç turizme yönelik olarak kalmaktadır. Bu şelalelerin mutlaka uluslar arası bazda bir belgeselinin hazırlanması için önayak olunmalıdır.
2003 yılında Kayseri Valiliği, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti ve Yörük Türkmen Vakfı Kayseri Şubesinin ortaklaşa düzenlediği Aladağlarda Doğa Yürüyüşü’nü hatırlıyorum. Aladağlar Milli Parkı’nın ve Kapuzbaşı Şelalelerinin tanıtımında bu faaliyetin büyük faydası olmuştu. Çok sayıda yönetici, gazeteci ve doğa dostunun katıldığı yürüyüşte Aladağlarda yapılan gezi de 54.524 hektarlık devasa bir milli parkın büyüklüğünü keşfetmemizi sağlamıştı.
Aslen Yahyalılı olan Yörük Türkmen Vakfı Kayseri Şube Başkanı Ali Aydın Bey’in Kapuzbaşı Şelaleleri ve Aladağlar Milli Parkını tanıtmak amacıyla yıllardır sürdürdüğü gayret ise her türlü takdirin üzerindedir. Ali Aydın Bey’in bu güzel faaliyetlerine yıllardır ortak olmaya, kendisini desteklemeye devam ediyorum ve Kapuzbaşı’nı tanıtmak için yapılan çalışmalara katılarak elimden gelen gayreti gösteriyorum. Bu birlikteliğin güzel sonuçlarından birini daha en kısa zamanda göreceğinizi söyleyebilirim.

Yorumlar