EN GÜZEL İSİMLER O’NUNDUR / S.Burhanettin AKBAŞ

“En güzel isimler Allah’ındır. Öyleyse O’na o güzel isimlerle dua edin.” 
(Araf Suresi, 180. ayet) 
Arapçada "esma" (isimler/ adlar) demektir. "hüsna" ise "güzel" kelimesinden yani hüsn den kaynağını alır. 
Güzel isimler, Alemlerin Rabbine verilmiş 99 tane isimden oluşur. Bu isimler, her ne kadar isim olarak adlandırılmış ise de bu 99 isim Rabbimizin özellikleri ile ilgili olduğu için sıfat diyen de haklıdırlar. 
Tanrı kelimesi Türkçe olduğu için tabii ki ayet ve hadislerde geçmeyecektir. 

Lakin şöyle bir durum var: İngilizcedeki "God" kelimesi dahil, 2500 ya da 4000 civarında olduğu kabul edilen dünya dillerinde mutlaka Alemlerin Rabbini ifade etmek için kelimeler mevcuttur. 
O zaman daha geniş açıdan bakarsak, ortaya atılan tez şudur: Bütün Dünya dillerindeki kelimeler "Allah" kelimesinin yerini tutamaz. 
Allah kelimesine bu derece duyulan saygıya sevgiye ve hatta özel isim olduğu ifade edenlere diyeceğim ne olabilir ki... Lakin, dillerinde Allah kelimesi bulunmayan milletlerin suçu nedir? Arap coğrafyasından uzak olmak mı? 
Allah kelimesinin kullanıldığı coğrafyanın dışında kalanlara da evrensel mesajı bir şekilde vermek gerektiğinde ister istemez, o insanların diline müracaat etmeniz gerekecektir.

Allah kelimesi “El-İlah”tan gelir. “El” takısı İngilizcedeki “the” gibidir. Allah (El- İlah) “The God” anlamına gelir. Yani Allah El- İlah belli bir ilahtır. Bu kelime sadece Arap dilinde yoktur. Arapçanın mensubu olduğu Sami dillerinde de bu kelime vardır. Örneğin İbranicede “Elohim” ( Tanrı) kelimesi bu kökten gelir. Ayrıca yine aynı dil ailesinden gelen ve Hz.İsa’nın ana dili olan Aramicede de aynı kelime vardır. Hem de Arapçadaki “İlah” kelimesiyle aynı kelimedir. Muhtemeldir ki kelimenin etimolojisi çok daha eski zamanlara ulaşıyor olmalıdır.

Kur’an-ı Kerim nazil olmadan önce de “Allah” kelimesinin kullanıldığına işaret edenler de haklıdırlar. Nasıl ki Abdullah (Allah’ın kulu) kelimesi Kur’an öncesinde varsa, bugünkü manada Allah kelimesi de hem eski Arap toplumunda hem de onlara yakın topluluklarda vardı.

Türklerde ise durum şöyleydi:

Biz Divanü Lugati t-Türk te Tengri (bugünkü Tanrı) kelimesinin kullanıldığını görüyoruz. (11. yüzyıl) 
Türkler, 950 li yıllardan itibaren Kur an-ı Kerim i tercümeye etmeye başlamışlardı ve Arapça sözleri daha tam olarak almamışlardı. O yüzden Allah lafzını Türkçedeki Tengri kelimesiyle karşılayıp kullanıyorlardı. Amaç gayet halisaneydi. Rabbin sözlerini öğrenmek ve anlamak istiyorlardı. 
Türkler, Kur an tercümelerini doğrudan Arapça Kur an-ı Kerim den değil, Farsça Kur an-ı Kerim den aldıkları için hem Arapçadaki hem de Farsçadaki kelimeleri almaya başladılar. 
Allah, Rab, Hüda, Süphan, Çalap, Hak, Tanrı gibi kelimeleri kullanmaya başladılar. 
Allah, kelimesini halkımız daha çok seviyor ve kullanıyor, bundan kimsenin gocunacak hali yoktur. Kuranda iki bin sekiz yüz kereden fazla geçmekte olup, yaratıcımız kendisini bu isimle bize tanıtmaktadır. O yüzden bizim için Allah kelimesinin yeri vazgeçilmezdir.
Diğer kelimeleri de kullananlar varsa, ameller niyetlere göredir. O da onların bileceği iştir, bize göre bir şey yoktur.

Yorumlar