“HANCI” ŞİİRİNİN UNUTULMAZ ŞAİRİ BEKİR SITKI ERDOĞAN

MERHABA


Üstüme üstüme yağma deli kar
Rüşvet kabilinden sana merhaba
Talas’ta bu akşam vuslatımız var
Bekir Sıtkı Erdoğan’a merhaba
17.12.1997

Hasan Sami BOLAK

17 Aralık Çarşamba günü Erciyes Üniversitesinin davetlisi olarak şehrimize gelen ünlü şair, yazar ve hat ustası Bekir Sıtkı Erdoğan, aynı gün Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Sitesinde “Türk Şiiri” konulu bir konferans verdi. Aynı günün akşamı Kayseri’deki kültür ve sanat çevresinden insanlarla Erciyes Üniversitesinin onuruna verdiği yemekte bir araya gelen Bekir Sıtkı Erdoğan, şiir üzerine sohbetlerine burada da devam etti. Yemekte Kayseri’nin kültür ve sanat adamlarından Muhsin İlyas Subaşı, Alim Gerçel, Muzaffer Tok, Nevzat Türkten, Hasan Sami Bolak, Ayhan Gülsoy, Ahmet Sıvacı, Prof.Dr.Tuncer Gülensoy, Doç.Dr.Metin Karaörs, Halit Erkiletlioğlu, Yaşar Elden, Hüseyin Cömert,Şükrü Tarla, Bayram Durbilmez, Kadir Özdamarlar, Mustafa Arslan, Yar.Doç.Dr.İlhami Vural ve Prof.Dr.Cemal Özgüven (İ.İ.B.F. Dekanı) bulundular.

YILLAR SONRA DEĞİŞTİRİLEN RUBAİ

Bekir Sıtkı Erdoğan, Türk Şiirini hem aruz yönüyle, hem de hece yönüyle tam manası ile hıfzetmiş bir hoca şair. Onun tatlı üslubuyla bir sohbet havasında anlattıkları bizler için tam bir ders oldu. Hasan Sami Bolak’ın ifadesi ile “Kendisine doyamadık.” Bu arada söz döndü dolaştı, Bekir Bey’in ünlü bir rubaisine geldi. Rubai şöyle:

Her canlıya Hakk bütün cevheri verdi

Tırtıl iki diş bulsa bütün ormanı yerdi

Kediler haftada birgün uçabilse

Dünyada bütün serçelerin nesli biterdi



Üstad, bu şiirini de diğer birçok şiirin de yaptığı gibi yılların verdiği olgunlukla yeniden yazmış. İşte yukarıdaki rubainin bugünkü şekli:

Hakk herşeyi hakkınca nasip etti meğer

Tırtıl iki diş bulsa bütün ormanı yer

Kaç gün dayanır zavallı kuşlar acaba?

Bir furya kanatlansa şu haydut kediler



Bu şiirde geçen “furya” kelimesini uzun zaman aradığını belirten Bekir Sıtkı Bey, Yahya Kemal vari titizliliği ile bizleri kendisine hayran bırakıyor.

EN KÖTÜ SESLİ KUŞ HİNDİ KUŞUDUR

Bekir Sıtkı Bey, aruz ile şiirler yazan günümüzün büyük ustalarından biri. “Aruz maharet değildir.” diyor ve ekliyor: “Aruz vezni, hece ölçüsünden de, serbest şiirden de kolaydır. Aruz vezni araba kullanmaya benzer, ilk başka herşey karışık gözükür ama bir kez öğrendiğiniz vakit herşey basitleşir. En çirkin sesi olan kuş, Hindi kuşudur. Çünkü, “gugu”

diye ses çıkarır. Bu da iki açık hecedir de ondan.” diyerek açık ve kapalı hecelerin yanyana gelerek oluşturduğu aruz vezninin mükemmel örneklerini seslendiriyor.

ŞİİR BİR ZEVKTİR, ONDAN FAYDA UMULMAZ

“Sanatçı verici adamdır. Sanat, duyduğdunu ulaştırmaktır.” diyor Bekir Sıtkı Bey ve soyut şiirle ilgili görüşlerini açıklıyor: “Soyut şiirler yazıyorum diyerek anlaşılmaz şeyler ortaya koymak doğru olmaz. Şiir bir zevktir. Şiir, duygularını paylaşma sanatıdır. Şiir, çiçeğe benzer. Çiçekten bir fayda umulmaz. Şiirden bir fayda umuyorsak, çok gerilerde kalmışız demektir. Ülkemizde soyut şiirin öncüleri, eski Türk şiirinin kalıplarını reddederek aşama yaptıklarınr sandılar. Duvarı yıkmak, onu aşmak demek değildir.”

BEKİR SITKI BEY’E SORULAN EN GÜZEL SORU

Yemeğe teşrif edenlerden biri de İ.İ.B.F. Dekanı Prof.Dr.Cemal Özgüven idi. Üstadın konuşmasını büyük bir dikkat ile takip eden Özgüven’in sorusu dikkatleri çekti:

“Şiir, ne ölçüde matematiktir, ne ölçüde ilhamdır?” Bu soruya Üstad Bekir Sıtkı Bey, büyük bir titizlikle cevap verdi. Şiirde ilhamın yerini çeşitli duyguların insanda taşmış hali olarak açıkladı. Matematiğin yerini ise, aruz ve hece ölçüsü ile açıkladı ve bu sistematiğin içine şiirin kafiyelenişini ve kafiye örgüsünü oturttu. Soru da, cevap da mükemmeldi.

NEVZAT TÜRKTEN’İN “GÖZLERİN” ADLI ŞİİRİ

Kayseri’de Erciyes Dergisi’nin yirmibirinci yılına taşıyan kıymetli büyüğümüz Nevzat Türkten, gençlik yıllarında yazdığı “Gözlerin” adlı şiiri ısrarlar üzerine okudu.

Şiirden sonraki o tatlı sataşmalardan bir bölümü nakletmek istiyorum:

Tuncer Gülensoy: “Abi, bu şiiri kime yazdın?”

Nevzat Türkten: “Bilmeeem!”

Gülüşmeler.

Hasan Sami Bolak: “Abi, şiirde kızlarla saklambaç felan oynardık diyon, bu şiiri kaç yaşlarındayken yazdın?”

Nevzat Türkten: “Ne bileyim, herhalde 19-20 yaşlarında vardım.”

Gülüşmeler.

Yorumlar