Avzın caş geliyor!

S.Burhanettin AKBAŞ
Hep eski zaman hikayeleri bunlar... Bu eski zaman hikayeleri de gösterir ki toplumumuz aslında tepkisiz bir topluluk değil. Kendince geliştirdiği bir tepki var. Yıllar yılı kaldığı yokluk ve sıkıntılardan genetik özelliklerinden olsa gerek ayakta kalmayı başarmış. Savaş olmuş cepheden cepheye koşmuş, karnı aç, yorgun, bıkkın, hastalıklı geçen uzun yıllar bitmek bilmezken bir taraftan da tarlasına, bağına, bostanına ortak etmiş devletini. Devlet başa geçmiş, kuzgun leşe konmuş ama yine de halkın yüzü gülmemiş.
Devletin halkından vergi isteyecek yüzü de kalmamış aslında. Merkezi otorite zayıfladıkça devlet de yüzsüzleştikçe yüzsüzleşmiş. Halktan toplayamadığı vergileri ihaleye çıkarmış. Belli başlı ailelere demiş ki size güç istiyorsanız güç, arazi istiyorsanız arazi... Sizleri vilayetlere “âyan” tayin edeceğim. Yılda topladığınız vergilerin şu kadarını bana vereceksiniz. Geri kalanı da ananızın ak sütü gibi kendinize ayırın.

İşte devlet eliyle zulmün kapısı böyle açılmış. Âyanlar, istedikleri adamı sürmüşler, arazisine konmuşlar, istedikleri adamı asmışlar, ellerinden kurtulup dağa ulaşan da “eşkıya” olmuş çıkmış. Dağlarda ne yenir ne içilir? Çoğu geçimini temin etmek için kaçakçılık yapmaya başlamış. Tütün kaçakçılığı...
Bir tarafta memleket çocuklarını askere alıp emirlerinde hizmet ettiren âyanlar, diğer tarafta dağa çıkmak zorunda kalan diğer memleket çocuklarını öldürtmenin yollarını aramışlar. İşte o zamanlardan kalmadır

Hacılar toprağına bastığım oldu

Tütünün dengi de yastığım oldu
şeklindeki türküler.
            İstanbul’a, Bursa’ya, İzmir’e göçen binlerce aile var o zamandan. Ya göçemeyenler... Memleketin ağaları beyleri, kendi tarlalarında ırgat durumuna düşmüşler, âyanların dediği dedik çaldığı düdük... Kadılar adaletin terazisini hiç işletmezler. Güç kimdeyse adalet ondan yana... İşte Aşık Seyrani, bunların elinden yıllar yılı kaçmadı mı? Bunların yaptıklarını anlatan şiirleri yüzünden başına olmadık işler gelmedi mi?
             
Varsa söyle zulmün boyun bükmezin
Bu ehil irfanın çile çekmezin
Adalet küpünün döküp pekmezin
Bu zulüm sirkesi küpünü sıktı

Seyrani mazlumun malın yiyenin
Mertebem Tanrıdan yüce diyenin
Dünyada Tanrılık tacın giyenin
Hak derya çamurun ağzına tıktı

Erkiletlinin ekecek dikecek pek fazla arazisi yok. Halk zaten geçimini çerçilikten temin ediyor. Bir de o güzelim bağlarına hoyrat eller konmaz mı? İşte orada da dağa kaçan kaçmış, Erkiletin tepelerine çıkıp bu haksızlığa çok adam avazı çıktığı kadar bağırmış. Yerler gökler; ağaçlar kuşlar bu avazı duymuş da İstanbul’daki beyefendiler duymamış. Gündüz halkın arasına karışmışlar, gece eşkıya olmuşlar. Tütün getirip satmışlar köyde, şehirde... Bu tepkilerinin neticesi olarak da aralarında gizli bir lisan geliştirmişler. Memleketi bu  hale getiren adamlara “avzın caş” demişler. Eğer peşlerine düşen silahlı biriyse “patlangaçlı caş” demişler. Tam bir gizli dil... Niye?... Kendilerini korumak için... Güvenliklerini sağlamak için... Yaşamak için... Bu dayanışmayı göstermeleri şarttı. Tepkisiz toplum aslında bütün kaderciliğine rağmen hayatta kalmak için bal gibi tepkisini de gösteriyordu. Zulmün perdesini yıkamıyordu belki ama karşısındakini de moralce çökertiyordu. Halk onlara elinden geldiğince yardımcı oluyordu ama halkın neyi kalmıştı ki...
İşte bu günün insanına geçmişten gelen küçük bir mesaj... Halkın sizi iyi anmasını istiyorsanız, halkın malına, namusuna, huzuruna göz dikmeyiniz. Onun sofrasından kepçeyle götürüp kaşıkla sunduğunuzla halkı kandırmayınız. Çoluğunun çocuğunu geçimini temin etmekte zorlanan insanlar, evdeki sofrasına ekmek götüremeyen babalar, çocuklarına söz geçiremeyen analar sizi affetmezler. Daha hayatlarının baharında kararan hayatlar, yıkılan umutlar, bir gün karşınıza dikiliverir. Kabus gibi...
Hiçbir şey yapamayanlar bile sizi öyle bir çağırırlar, öyle bir alaya alırlar ki evinizden çıkamaz olursunuz. “Avzın caş geliyor!!!Avzın caş geliyor!!!” dediler mi, sizi de gözlerine kestirmişlerdir bundan emin olun.
Türk halkı, kendisine zulmedeni de, hizmet edeni de asla unutmaz.
Tepkisiz toplummuş, sen öyle zannet!

Yorumlar