Gesi Bağlarının gülleri mavi mi, hâri mi?


GESİ BAĞLARININ GÜLLERİ HARİ
Kayseri’de yediden yetmişe herkesin sevdiği Gesi Bağları türküsü, Kayseri denince pastırma gibi, Erciyes gibi, halı gibi, mantı gibi akla ilk gelenlerden biridir.
Gesi Bağları türküsünü derlemeye çalışanlar Gesi Bağları türküsünün birçok dörtlüğüne ulaştılar. Yüzün üzerindeki bent sayısı ile Gesi Bağları türküden öte artık bir destan büyüklüğüne ulaşmıştır.
Gesi Bağları türküsünün derlemeleri arasında bir dörtlükte karşımıza çıkan şu ifade hep kafamı karıştırmıştı. Deniyor ki bir mısrada : “Gesi bağlarının gülleri mavi” Gesi’de mavi güller vardı da bugüne kadar bizim haberimiz mi olmadı, diye düşünürken kelimenin aslını “mavi” değil de “hâri” olması gerektiği kanaatine vardım. “Hâri” ateş rengi demektir, yani kırmızının bir tonudur. Akla bu daha uygun düşer. Gesi Bağlarında mavi güller aramaktan böylece kurtulmuş olursunuz.
Gesi Bağları türküsünü kim söyledi?
Aslında 100 ya da 104 bentten meydana geldiği varsayılan, hatta mukayeseli bir çalışma yapıldığında dörtlük sayısı daha da artan bu türkü için “Gesi Bağları türküsünü kim söyledi?” diye sorduğumuz soruya verilebilecek en güzel cevap şudur: Bu türkü sayılamayacak kadar insanın katkılarıyla meydana geldi. Çünkü, türkünün içerisinde bir ana motif etrafında o kadar farklı sesler birbirine karışmış ki... Sanki ortaya çıkan ilk hikayenin etrafında herkes derdini söylüyor.
“Kurulsun masalar rakı konyak içilsin” diye temennide bulunan ses, bu türküye karışmış erkek seslerinden biri gibi geliyor bana. Anlaşılan o ki bu duygulu türkü, uzun zamandan beri erkeklerin oluşturduğu rakı sofralarının efkarlı türkülerinden biri de olmuştur.
Bir gelinin dilinden dökülen ve birkaç dörtlükten oluşan türkü, halkın dilinde öylesine çoğaltılmış ki türkünün mısraları inanılmayacak oranda artmış ve adeta destanlaşmıştır.
Gesi Bağları türküsü ne zaman söylendi?
Gesi Bağları türküsünün söyleniş tarihi hakkındaki görüş değerli büyüğümüz Kazım Yedekçioğlu tarafından ortaya atıldı. Kayseri Akın Günlük gazetesinde (7-8-9 Ocak 2002, Kayseri Akın Günlük Gazetesi) konuyla ilgili bir yazı kaleme alan Yedekçioğlu yazısında bu türkünün 1890-92 yılları arasında söylenmiş olabileceğini ifade ediyor ve şu görüşlere yer veriyordu: “Rahmetli Büyanam (Büyükannem) geçmişlerden söz edildiği bir gün : “Gessi bağları türküsü yeni çıkmıştı, benim düğünümde ilk kez söylendiydi” demişti. Gelin olduğunda on beşinde var yokmuş. Tevellütünü bilmezdi rahmetli. Rahmetli Annem, ilk çocuğu imiş. Onun kafa kağıdı çekmecemdeydi, bilirim 1312 idi. Gelin olduktan bir yıl, bilemedin iki yıl sonra annemi doğurmuş olsa, (Büyanam) on yedisinde anne olmuş demektir. 1312’den iki yıl geriye gidilince miladi 1892 senesi çıkar ortaya. Demek ki Gesi Bağları türküsü 1890-92 tevellütlü , yani yüz yılı on fazlasıyla doldurmuş.”
Gesi Bağları’ndaki gelin kim?
Aslında türkünün baş kahramanı kesin olarak bilinmiyor. Türkünün hikayelerinde de açık bir şekilde şu denilmiyor ama biz yine türkü metnini esas alarak bazı şeyler söyleyebiliriz.

Evleri Gesi’ye giderken yolun sağında imiş.
Türkünün metnine göre kızın evi Gesi’ye giderken yolun sağında imiş, yani kız, bağların içindeki bu eve gelin gelmiş. O sırada yaşı da on üç on dört imiş. Türkünün 70. dörtlüğünde bu konulara değinen bir bölüm bulunmaktadır ve bent şöyledir:
Gesi’ye giderken yolun sağında
Güller açmış nazlı yarin bağında
Yeni değmiş on üç on dört çağında (70.bent)
Yine de bu bentlere karşı da ihtiyatlı davranmak gerektiğini hatırlatmak uygun olur. Kesin yargıda bulunmak yerine sadece metne göre hareket ettiğimiz unutulmamalıdır.

Kızın adı Leyla mı? Leyla nasıl biri?
Türkü metni 59. bentte kızın adını açıklıyor. Bu dörtlüğe göre kızın adı Leyla’dır. Bakın bent şöyle diyor:
Yazmam gül yaprağı karanfil irenk
Aksine vuruyor devran-ı felek
Gesi bağlarında Leyla diyerek
Sadece bir bentte kızın adının Leyla olarak geçmesi ihtiyatla yaklaşılacak bir durumdur. Ancak, yine de alınmış bir mesafedir bana göre. Yani hiç yoktan iyidir.
Leyla nasıl biridir, sorusunda Leyla’nın görüntüsünü anlatan birkaç mısra aradık durduk ama maalesef yeterli bilgilere ulaşamadık. Türküde birkaç yerde Leyla, saçlarının siyah olduğundan bahsediyor, o kadar...
Siyah zülfümü yüzüne süresim geldi (57. bent)
Siyah saçım sağ yanıma devrildi (7. bent)
S.Burhanettin AKBAŞ - Mehmet ÖZET, Gesi Bağları Türküsü, Geçit Yayınevi, Kayseri, 2001

Yorumlar