OSMANLI BELGELERİNE GÖRE KAYSERİ’DEKİ ERMENİ OLAYLARI

Osmanlı Arşiv Belgelerini şöyle bir incelediğinizde Kayseri’de cereyan eden Ermeni olayları ile ilgili tehcir ile ilgili belgelere ulaşıyorsunuz. Bazen halk arasında duyduğum olayların Osmanlı Belgelerinde karşılığını görünce çok şaşırıyorum. Hani bizim milletimize “balık hafızalıdır, olayları çabuk unutur” diyenler biraz üzülecekler. Çünkü, bu millet gerçekten olayları unutmamış ve anlattıkları olaylar belgelerle sabittir.


Bu kısa açıklamadan sonra bazı belgeleri beraberce inceleyelim:

1. Belge:

“Kayseri'nin Talas köyünde on sene evvel teşkil edilen Ermeni Fesad Cemiyeti'nin, bazı yerlerde şubeleri ve Amerika'da adamları bulunduğu ve silah temin ederek istiklallerini ilan etmek niyetinde olduklarına dair belge” (22/C /1310 (Hicrî) Dosya No:73 Gömlek No:156 Fon Kodu: Y..MTV.)

Ermeni Fesat Cemiyeti diye adlandırılan örgütler Taşnak ve Hınçak örgütleridir ve Kayseri şehir merkezi ile Ermenilerin yoğun olarak bulunduğu Talas, Efkere, Develi, Germir gibi yerleşim yerlerinde ciddi faaliyetlere girişmişlerdir.

2. Belge:

“ Drehonik Manastırı'nda, Londra ve Atina'yı dolaşarak Kayseri'ye gelmiş olan Ermeni erbab-ı mefasidinden Andon adlı şahıs ile bir takım evrak-ı muzırra meydana çıktığından muamele-i kanuniye icrası.” (11/B /1310 (Hicrî) Dosya No:146 Gömlek No:10914 Fon Kodu: BEO )

Kayseri’deki Ermeni Cemaatinin arasına sızan Andon Rüştuni gibi adamlar, ya İngiltere’nin, ya Rusya’nın ya da Amerika’nın hesabına çalışan adamlardır ve Anadolu’daki Amerikan Kolejlerinden yararlanarak, Osmanlının çökmekte olduğuna dair ciddi propaganda yürütmekte ve para toplamakta, Ermeni ahaliyi silahlandırmaktadır. Lakin, bütün Ermenilerin bu tür ajanların sözüne kandıklarını da söyleyemeyiz. Çünkü, Ermenileri Gregoryen mezhebinden Protestanlığa geçirmek için uğraşan bu misyonerlere ve ajanlara karşı öfke duyan Ermeniler de mevcuttu.

3. Belge:

“Kayseri'de yok yere dükkanlarını kapatmış olan Ermenilerin çektikleri yalan telgraflara ehemmiyet verilmediğini görünce kendi kendilerine dükkanlarını açtıkları.” (08/L /1310 (Hicrî) Dosya No:273 Gömlek No:32 Fon Kodu: Y..A...HUS)

Bütün hesap Batı kamuoyu üzerine oynanıyordu. Çünkü, Osmanlı devleti aleykine Batıda o kadar çok yalan haber çıkıyordu ki, Osmanlı Devletinden göç eden bir kısım Ermeniler, Osmanlı’nın biteceğine son derece inandırılmıştı. Onlar, buradaki Ermenileri de emellerine alet ediyorlardı. O döneme ait Batı basınında Ermenilerle ilgili zengin bir yalan haber arşivi bulunuyor. Yukarıdaki olayda ise dükkanlarını kapayan Ermeniler, Batı basınından gerekli ilgiyi göremeyince tıpış tıpış dükkanlarını açmak durumunda kalmışlar. Bu dükkan kapama hadiselerini bugün de gördüğümde aklıma hep bu Osmanlı kaydı geliyor.

4. Belge:

“Ermenilerin Avrupa'daki merkez komitesi tarafından Kayseri'ye gönderilen ajanların Müslüman ahaliyi birbirine düşürmeye çalıştıkları. “ (15/L /1310 (Hicrî) Dosya No:4 Gömlek No:32 Fon Kodu: Y..PRK.ŞH..)

Hedefte sadece Ermeniler olduğunu sanmayınız. Hedefte Rumlar ve Müslümanlar da var. Rumların Ortodoks zırhı var, Batıya ve Protestanlığa pek sıcak bakmıyorlar ama onlarda da Rusya eğilimi var. Hem de hat safhada… Gelelim Müslüman Türklere… Nasıl oluyorsa oluyor işte, bir Hıristiyan misyoner ya da ajan Anadolu’ya girip dini, dili, kültürü bir olmayan bir topluluğa (Müslüman ahaliden bahsediyorum) karışıyor ve onların birliğe, dirliğine nifak sokabiliyor. Bu da başlı başına incelenmesi gereken bir konudur.

5. Belge:

“Kayseri, Develi, Yozgat, Çorum, Merzifon ve Aziziye kasabalarında ilanlar asarak Ermenileri Osmanlı Hükümeti aleyhine isyana teşvik eden Ermenilerin Ankara'da görülen mahkemelerini İngiltere sefirinin de izlemek istediği ve mahkeme neticesinde verilen cezaların beyanı.“ (17/Za/1310 (Hicrî) Dosya No:27 Gömlek No:35 Fon Kodu: Y..PRK.UM..)

Düşünebiliyor musunuz, Anadolu illerinde, ilçelerinde suç işleyen bir kısım teröristin mahkemelerini İngiltere sefiri başta olmak üzere, birçok Batılı devletin büyükelçisi izlemek üzere Ankara’ya geliyorlar. Bu manzarayı biz Cumhuriyet döneminde de yaşadık biliyorsunuz. Hangi davaları izlemeye geldiler bir hatırlayın. Demek ki, onlar dürüstçe davranmışlar. Batılı devletler, kimleri kışkırtmışlarsa sonuna kadar arkalarında durmuşlar.

6. Belge:

“ Kayseri ve Sivas vilayetlerinde kaçak olarak imal edilen barutun Haçin ve Zeytun Ermenilerine ulaştırıldığı ve eski tüfeklerin geliştirilerek eşkıyaya satıldığı” (21/L /1312 (Hicrî) Dosya No:729 Gömlek No:16 Fon Kodu: A.}MKT.MHM.)

Demek ki Haçın ve Zeytun’da çıkan ayaklanmaların arkasında bir finansör var. Onlara kaçak olarak barut üretiyor ve onlara silah temin ediyor. Ayrıca Amerika’dan, İngiltere’den ve Rusya’dan getirilen silahlar da var. Bunların bir bölümünü devlet yakalıyor ve bu silahlara el koyuyor ama bir kısmı da gideceği yere ulaşmış olmalı ki silahlar Osmanlı askerlerine doğrultulabiliyor, köyler basılıyor, yollar kesiliyor ve bazı hainler Türk kanı içmeye başlıyorlar.

7. Belge:

“Kayseri'de Ermenilerin İslam ahaliye hücum edecekleri yolunda ihbar alan Sarız'daki Afşar aşiretlerinin İslam ahaliye yardım etmek amacıyla Zamantı'ya kadar gelmesinin asayişi ihlal edecek herhangi bir olaya sebebiyet vermemesi için gerekli tedbirlerin alındığı” ( 07/C /1313 (Hicrî) Dosya No:618 Gömlek No:7 Fon Kodu: A.}MKT.MHM.)

Artık, iş o hale gelmiş ki, Ermeni nüfusun yoğun olduğu yerlerde Müslümanların uğradığı zararları gören, duyan Kayseri’nin Sarız bölgesinde yaşayan Avşar Aşireti mensupları, atlarına binip Zamantı’ya kadar gelmişler. Devlete diyorlar ki Kayseri’deki Müslümanların canını, malını sen koruyamayacaksan biz koruruz. Devlet ise onlara mani oluyor ve diyor ki, ben devletim, sen işe karışırsan olmaz, güvenliği sağlamak benim işim. Ve onları Zamantı’da durdurup Sarız’a geri dönmelerini sağlıyor. İşte devlet böyle olunur, değil mi? Ama Avşar Türkmenlerinin yaptıklarını ise alkışlamak gerekir.

Yorumlar

ecem dedi ki…
merhaba hocam,
Ben and.12 a sınıfında ögrencinizim. Bilmediğim birçok bilgiyi sizin sitenizden aldım. Bu bilgileri bizlerle paylaştıgınız için çok teşekkür ederim.