3.Erciyes Şiir Günlerinin ardından...


28-29 Mart 2008 tarihlerinde Kayseri çok önemli bir kültür ve sanat etkinliğine ev sahipliği yaptı. Kayseri Büyükşehir Belediyesinin üç yıldır özveriyle yürüttüğü bu önemli etkinlikte adını sanını duyduğumuz birçok şairi Kayseri’de ağırlamanın keyfini yaşarken Kayserili şairlerle Türkiye şairlerini, hatta yurt dışından şairleri bir araya getirmenin mutluluğu da yaşandı.
Cuma günü Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’yi ziyaretle başlayan etkinlikler Kayseri gezisi ile devam etti. Kent Müzesi, Güpgüpoğlu Konağı ve Atatürk evi gezildi. Kayseri’nin dört bin yıllık tarihi ve kültürel dokusu, konuklara anlatılmaya çalışıldı. Gayet modern bir yapı olan Kent müzesinde görsellik ve bilgi akışı alabildiğince etkileyiciydi. Güpgüpoğlu Konağı ve Atatürk evinde ise otantik manzaralar hakimdi. İki Kayseri evinin etkileyiciliği bambaşkaydı.
Şairlerin sohbetleri ise hiç bitmedi. Kitaplar alındı verildi, dergiler dağıtıldı.
Cuma günü akşam Kayseri Şehir Tiyatrosunda saat 20.00’de ilk şiir dinletisi gerçekleştirildi. Bedirhan Gökçe’nin sunduğu programda yine Bedirhan Gökçe’nin şiir sunumları önemli bir paya sahip oldu. Alim Yıldız, A.Vahap Akbaş, Celal Fedai, İhsan Deniz, Abdullah Erkal, Adnan Büyükbaş, Ali Türkaslan, Ali Yağmur, Ayşe Konur, Bayram Durbilmez, Bekir Oğuzbaşaran, Deniz Dengiz Şimşek, Duran Tamer, Emel Demirezen, Fazıl Ahmet Bahadır, Hüseyin Türkmen gibi usta şairler birinci gece şiir dostlarına büyük bir şiir ziyafeti sundular.
Başkan Özhaseki’nin şiir dinletisine geç kalması ve programı bölmemek için eşiyle birlikte arka sıralardaki boş bir yere oturmaları ise geceye damgasını vurgu. Bu ince davranış Bedirhan Gökçe tarafından fark edilince Gökçe, başkanı ve eşini öndeki koltuklarına davet etti. Salonda o an bir alkış fırtınası koptu.
Bedirhan Gökçe, şiirlerle ve fıkralarla süslediği programında göz doldururken anlattığı Erzurum fıkraları ile de uzun zaman hatıralardan silinecek gibi gözükmüyor.
Ayrıca Cuma gecesi sucuk ekmek partisi ile sohbet gece geç saatlere kadar devam etti.
Cumartesi günü sabah programında Erciyes dağına çıkıldı. “Erciyes’in zirvesinden Türk Şiirinin Zirvelerine” sloganı ile sunulan etkinliklerde baştan beri mutlaka Erciyes gezisi yapılıyor. Erciyes dağındaki program daha rahat bir program… Sohbet ve şiir ağırlıklı geçen programa Başkan Özhaseki eşiyle birlikte katılırken şairlere verdiği değeri bir kez daha gösterdi. Tarım Bakanı Mehdi Eker’in eşinin de katılması tam bir sürpriz oldu.
Cumartesi günü, bir elinde Türk bayrağı diğer elinde Azerbaycan bayrağı ile Azerbaycan’dan katılan Tamilla Aliyeva güne damgasını vurdu. Sohbetinde Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini dile getiren Aliyeva hem Karabağ sorunundan bahsetti hem de Azerbaycan şiirinden güzel örnekler sundu. Birinci gün Başkan Özhaseki’ye Azerbaycan’da nevruz kutlamalarının Nisan ayına kadar sürdüğünü ifade eden Tamilla Aliyeva, Başkana Azerbaycan’da “Semeni” adı verilen ve bereketi simgeleyen yeşertilmiş buğday ile “Honça” adı verilen, yedi ayrı tahılın bulunduğu yiyecek tabağını ve Bakü’deki Kız Kalesinin resminin yer aldığı porselen vazo ve tabağı hediye etmişti.
Erciyes dağında gerçekleştirilen ve S.Burhanettin Akbaş’ın sunduğu programa birçok şair katıldı ve şiirlerini okudular, anılarını anlattılar. Hatta iki değerli şair arasında (Celal Fedai – Olcay Yazıcı) modern şiir – gelenek şiiri tartışması bile yaşandı.
Erciyes’te sucuk ekmek ve köfte ekmek partisi esnasında bile şairlerin elinden mikrofon hiç düşmedi. Erciyes’in zirvesinde şairlerin heyecanı ve şiir dolu bir gün vardı.
Erciyes ise mart dokuzundan sonra “dokuzun dokuzunu” da değerlendirerek şairleri iyice üşüttü. Orta Anadolu’da nevruz günü mart dokuzuna gelir ve bahar bayramında insanlar üşürler, dokuz gün sonra da “dokuzun dokuzu” dedikleri bir başka soğuk gün daha vardır. İşte cumartesi o güne rastlamıştı. Lakin şairlerin sıcaklığı her şeye değerdi doğrusu.
Cumhuriyet döneminin usta şairlerinden A.Vahap Akbaş’la akraba olmadığımızı da anlatmaya çalıştık. Daha doğrusu ben ortalığı karıştırdım. Ben akrabayız derken, üstat ise Batman doğumlu olduğunu söyleyerek durumu düzeltti. Bu güzel insandan ve sanatından elimden geldiğince yararlanmaya çalıştım. Lütfettiler ve bana üç tane kitabını imzalayarak verdiler.
Cumartesi öğleden sonra serbest vakit olarak geçirildi. Kimisi TV programına katıldı, kimisi şehri gezdi ya da dostlarla muhabbet ettiler.
Cumartesi akşam ise sevgili Murat Özdeniz’in sunduğu ikinci şiir dinletisi yine şehir tiyatrosunda saat 20.00’deydi. Cumartesi günü yapılan şiir dinletisinde İsmail Özmel, Olcay Yazıcı, Saim Urungu Maraş, Tamilla Aliyeva, Yüksel Gemalmaz, İmdat Avşar, Köksal Akçalı, Muhsin İlyas Subaşı, Mustafa İbakorkmaz, Nur Ulusoy, Senem Gezeroğlu, Şeyhmus Çiçek, S.Burhanettin Akbaş, Uygur Orhan, Vedat Çalık, Zeki Genç sahne aldılar ve birbirinden güzel şiirleri seslendirdiler.
Erdem Beyazıt’ın 50. Sanat Yılı dolayısıyla sunucu Murat Özdeniz’in usta şairin bir şiirin seslendirmesi ise oldukça takdir topladı.
Dinletiden sonra ise Grand Eras Hotel’de sohbet gece geç vakitlere kadar devam etti. Çaylar içildi, şiir dinletisi değerlendirildi, söyleşi devam etti.
Bu yıl üçüncüsü yapılan Erciyes Şiir Dinletisinin “Kadı Burhanettin” adına adanmış olması da beğeni topladı. Kayserili ünlü şair bu vesile ile gündeme taşınmış oldu. 14. Yüzyılda yaşamış olan ve Kayseri doğumlu olan büyük şair Kadı Burhanettin, Kayseri Kadısı Kadı Şemsettin’in oğludur. Türk Divan Edebiyatında aruz vezninin Türkçeye uyarlanmasında öncülük eden bir şair olarak tanındığı gibi “tuyuğ” adı verilen türün de kurucusu sayılıyor. Kayserili Kadı Burhanettin aynı zamanda Azerbaycan Edebiyatının da en büyük şairleri arasında yer alıyor. Ünlü şairin bu yönüyle Kayseri ile Azerbaycan arasındaki bir dostluk köprüsünün pekiştirilmesine de vesile olacağını sanıyorum. Kadı Burhanettin, Eretna Beyliğinden sonra kendi adını taşıyan bir beylik kurmuş olan oldukça mert bir devlet adamıdır.
Beyit

Er odur Hak yoluna baş oynaya

Döşekte ölen yiğit murdar bulur

Tuyuğ

Hakka şükür koçlarun devrânıdur

Cümle âlem bu demün hayrânıdur

Gün batardan gün toğan yire değün

Aşk erinün bir nefes seyrânidur
Kadı Burhanettin

Yorumlar