Hak yiyenlerin sofrasında bizim işimiz yok

Dünya işleri böyledir gülüm. İnsanoğlu böyledir. Hepimiz de böyleyiz aslında. Kendimizde olduğunu söylediğimiz, yere göğe sığdıramadığımız kavramlar, aslında en çok harcadığımız, kevgire çevirdiğimiz şeylerdir. Hak, adalet, gurur, onur, erdem, liyakat, seciye, seviye bizim eskite eskite çaputa çevirdiğimiz kavramlardır. O yüzden hepimiz her gün bu kavramlardan bahsediyorsak, yitiğimizi arıyoruz emin ol. Hangi birini nerelerde kaybettik bilmiyoruz. Biz sizi farklı olduğumuza inandırmak istiyoruz. Bizim farklı olduğumuza inanırsan belki bize umut bağlarsın diye düşünüyoruz. Halbuki farklı değiliz gülüm, hiç farklı değiliz. Sütten çıkmış ak kaşık hiç değiliz. Unutma ki en çok kirlenen beyazdır. Mal kaybeden, bir şey kaybetmiştir, onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Fakat cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmiştir. Biz her şeyimizi kaybedenleriz. Çünkü, haksızlığa boyun eğdik, biz “başı dik” olanlardan olduğumuzu söyledik ama değiliz. Bir baş soğan bir kazanı kokutur gülüm. Ortalıktaki kokuya bir baksana. Lakin insanlar artık bu kokuya alıştılar. Kimse burnuna mandal takıp dolaşmıyor. Kimse yalanın ve sahtekârlığın kokusundan rahatsız değil.Ahlakın olmadığı yerde kanun ne yapsın? Ahlak çoğalsa ki devletin yükü azalsa. Ama artık işler eskisi gibi işlemiyor. Rant kapısını bekleyenler için her şey sermaye olmuş artık. Rant gelsin de nereden gelirse gelsin. Halbuki ülkeler borçtan ya da parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çöküyor.En yıkıcı, en öldürücü yara haksızlık yarası imiş. İnsanlar, ne zulüm, ne de merhamet isterler. Onlara adaleti ver yeter. Lakin bütün mesele adaleti kim verecek? Sahi adaleti kim verecek? İnsanların adaletini görüyorsun, işte ortada duruyor. Adalete bir şey olmaz korkmayın. O, kutup yıldızı gibi eski zamanlardan biri pırıl pırıl parlıyor. Biz sadece onun etrafında dönüp duran insanları görüyoruz. İnsanlar merhametle doyar mı sanıyorsun? İnsanlar sadece adaletle doyarlar. Hükümdar, köylünün bir yumurtasını çalınca bir şey olmaz sanıyorsun. Halbuki hükümdarın adamları, köylünün bütün tavuklarını çalıyor; ancak hükümdarın bundan haberi yok. Daha doğrusu, kendi çaldığı yumurtanın ne gibi sonuçlar doğuracağından haberi yok. Balık baştan kokuyor gülüm, en baştan.Güvencimiz adaletin terazisinde değil, topal oluşundadır. O yüzden adalet, gideceği yere hiç de çabuk gitmiyor. Kaplumbağa hızıyla da gitse adalet tecelli edecek ama hükmedecek insanlarda o sabır kalır mı, onu da bilemiyorum.Adaletin kuvvetli olması şart. Lakin kuvvetin adaletli olması ise çok büyük bir maharettir. Korkarım ki ütopyada yaşanabilecek maharetten bahsediyor gibiyiz. Ne olursa olsun yine de haksızlık önünde eğilmemek gerek, haksızlık önünde eğilmeyiniz, bükülmeyiniz.Hele ümidini kaybetmek bize göre değil. Haksızlık da olsa, zulüm de olsa bize göre değil.Namertlerin sırasında adımız anılmayacak. Hak yiyenlerin sofrasında bizim işimiz yok.

Yorumlar